ISSN: 1301 - 3971
Yıl: 18      Sayı: 1929
Şu an 15 müzisyen gazete okuyor
Müzik ON OFF

Günün Mesajları


♪ Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anarken, ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını en coşkun ifadelerle kutluyoruz.
Mavi Nota - 28.10.2023


♪ Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinin Eğitim Programları Sorunları
Gülşah Sargın Kaptaş - 28.10.2023


♪ GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!
Mavi Nota - 07.02.2023


♪ 30 yıl sonra karşılaşmak çok güzel Kurtuluş, teveccüh etmişsin çok teşekkür ederim. Nerelerdesin? Bilgi verirsen sevinirim, selamlar, sevgiler.
M.Semih Baylan - 08.01.2023


♪ Değerli Müfit hocama en içten sevgi saygılarımı iletin lütfen .Üniversite yıllarımda özel radyo yayıncılığı yaptım.1994 yılında derginin bu daldaki ödülüne layık görülmüştüm evde yıllar sonra plaketi buldum hadi bir internetten arayayım dediğimde ikinci büyük şoku yaşadım 1994 de verdiği ödülü değerli hocam arşivinde fotoğraf larımız ile yayınlamaya devam ediyor.ne büyük bir emek emeği geçen herkese en derin saygılarımı sunarım.Ne olur hocamın ellerinden benim için öpün.
Kurtuluş Çelebi - 07.01.2023


♪ 18. yılımız kutlu olsun
Mavi Nota - 23.11.2022


♪ Biliyorum Cüneyt bey, yazımda da böyle bir şey demedim zaten.
editör - 20.11.2022


♪ sayın müfit bey bilgilerinizi kontrol edi 6440 sayılı cso kurulrş kanununda 4 b diye bir tanım yoktur
CÜNEYT BALKIZ - 14.11.2022


♪ Sayın Cüneyt Balkız, yazımda öncelikle bütün 4B’li sanatçıların kadroya alınmaları hususunu önemle belirtirken, bundan sonra orkestraları 6940 sayılı CSO kanunu kapsamında, DOB ve DT’de kendi kuruluş yasasına, diğer toplulukların da kendi yönetmeliklerine göre alımların gerçekleştirilmesi konusuna da önemle dikkat çektim!
editör - 13.11.2022


♪ 4bliler kadro bekliyor başlıklı yazınızda sanki 4 bliler devre dışı bırakılmış gibi izlenim doğuyor obür kamu kurulrşlarında olduğu gibi kayıtsız şartsız kadroya geçecekler yıllardır sanat kurumlarımızı sırtlayan bu sanatçılarımıza sınav istemek yapılacak en büyük kötülüktür bilginize
CÜNEYT BALKIZ - 12.11.2022


Tüm Mesajlar

Anket


DOB, DT ve GSGM'de 4B kadrosunda çalışanların 4A kadrosuna alınmaları için;

Sonuçları Gör

Geçmişteki Anketler

Tavsiye Et




Tavsiye etmek için sisteme girmeniz gerekmektedir.

Destekleyenlerimiz






 

Son Mesajlar


  • ♪ Bu gece Trabzon'da Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi'nde enfes bir giter resitali dinledim. Hayatını müziğe adamış olan Sevgili Ali Sezgin'in gitar resitaliydi dinlediğimiz konser. Tek kelime ile "Harikaydı". Konser ücretsiz olmasına rağmen ikiyüz kişilik salon hemen hemen boştu. Bundan "halkımız artık kaliteye önem vermiyor" sonucunu mu çıkarmamız gerekiyor? Bilmiyorum. Teşekkürler Ali Sezgin, eline, emeğine ve yüreğine sağlık...
    M.Semih Baylan - 04.08.2007


  • ♪ Gazetemiz yıllık izin ve iyileştirme çalışmalarının yapılabilmesi nedeniyle 3. Eylül.2007 Pazartesi gününe kadar güncellenmeyecektir. Bu süre zarfında gazetenin yeni sayıları yayımlanmayacaktır. Ancak bu süre zarfında tam gün yayında olacağız. Mavi Nota 3. Eylül 2007 Pazartesi gününden itibaren normal yayınına devam edecektir.
    editör - 03.08.2007


  • ♪ Sevgili Adnan Taç kardeşim, belli ki seni üzmüşüm. İnan ben buna çok üzüldüm. Bildiklerimi bana hatırlatmışsın. Bu ise çok doğru. Oturdum düşündüm, ben nerede hata yaptım diye. Ve galiba buldum hata yaptığım yeri. Benim derdim galiba Faruk Özak ile. Şu İnönü caddesinin adını Trabzonspor Bulvarı diye oydan elde edecekleri rant uğuruna değiştirip altmış yıllık İnönü caddesinden İnönü'nün adını kaldıran dönemin belediye başkanı Asım Aykan'a bu nedenle teşekkür plaketi veren, kendi siyasi çukarları uğruna Cumhuriyetin değerlenni bir bir harcayan adamlardan birisi Farukm Özak'la benim derdiml. O ağır eleştirinin temelinde yatan bilinç altı bu Adnan Taç arkadaşım. O köprüden geçip geçmeyeceğimi halen bilemememe neden olan duygu bu . Yoksa seni üzemem. Üzersem herşey haram olsun bana sevgili Adnan Taç kardeşim. Selam ve sevgilerimle...
    M.Semih Baylan - 02.08.2007


  • ♪ Semih Hoca; Evet biz iyi dost olmasına iyi dostuz. Sözlerimizi de sakınmayız. Bunu yaparken de kırmadan dökmeden yaparız diye yazıyorsun. İyi güzel de sanat evi ile ilgili yazmış olduğunuz yazıda, yapmış olduğunuz eleştiriyi ben biraz da dost olmanın verdiği cesaretle fazla ağır bulduğumu belirtmek istiyorum. Öncelikle dernekleri bir araya toplama ve güç birliği yapma konusunun orta hisardaki eski hükümet binasının bir katının adliyeye devredilmesinden önce düşünülmüş bir konu olduğunu, devredilme aşamasında ise hayata geçtiğini bilmenizi isterim. Yoksa bu kadar hızlı toparlanarak ayağa kalkma şansımız olmazdı. Diğer konulara gelince, sende çok iyi biliyorsun ki bende takla işi olmaz. Ama gerçekten bir insan bir iş için uğraş vermiş ve arkasında durmuş ise bize de kim olursa olsun teşekkür etmek düşer. Sonuçta eski hükümet binasının bir katının devredilmesine ne yaptıysak engel olamadığımızı biliyorsun. Bunun karşılığında bize söz de vermeyebilirlerdi, söz konusu olan ve sanat evine dönüştürülen eski vali konağını da vermeyebilirlerdi. Soruyorum, kim ne diyecekti veya desek ne olacaktı. Sonuçta biz bir direnç gösterdik, Bakan Özak’da samimi olduğunu gösterdi. Şu günlerde içerisine ve dışarısına alınan eşya parça parça geliyor. Birkaç onarım işi de ihale edildi. Gelişme şekli nasıl olursa olsun, sonuçta Trabzonlu sanatçılara ait bir mekan kazandırılmış oldu. Ben isterdim ki bu çabadan dolayı bir teşekkür edilsin. Bir de bu dostunu 7 dernek başkanının oylama yapmadan sanat evinin ilk dönem başkanı olarak seçmelerinden dolayı kutlamanı beklerdim. Semih Hocam dileğim odur ki bu köprüden sizinde geçin. Çünkü bizler bugün varız yarın yokuz. Ama bu eser Trabzon var oldukça ve sanatçıları sahip çıktıkça da var olacaktır. Binanın gelmişini ve de geçmişini inan böyle bir durumda hiç önemsemiyorum. Böyle bir mekanı sanatçılara sus payı olarak verildiğini söylemenizi ise talihsiz bir söz olarak değerlendiriyorum. Bizim teşekkürümüz Trabzon için yapılan güzellikleredir. Bu teşekkürü yaparken de hiçbir yörüngenin etkisinde kalarak yapmadığımı da iyi bilirsin. Adnan Taç
    Adnan Taç - 02.08.2007


  • ♪ Semih Hoca; Evet biz iyi dost olmasına iyi dostuz. Sözlerimizi de sakınmayız. Bunu yaparken de kırmadan dökmeden yaparız diye yazıyorsun. İyi güzel de sanat evi ile ilgili yazmış olduğunuz yazıda, yapmış olduğunuz eleştiriyi ben biraz da dost olmanın verdiği cesaretle fazla ağır bulduğumu belirtmek istiyorum. Öncelikle dernekleri bir araya toplama ve güç birliği yapma konusunun orta hisardaki eski hükümet binasının bir katının adliyeye devredilmesinden önce düşünülmüş bir konu olduğunu, devredilme aşamasında ise hayata geçtiğini bilmenizi isterim. Yoksa bu kadar hızlı toparlanarak ayağa kalkma şansımız olmazdı. Diğer konulara gelince, sende çok iyi biliyorsun ki bende takla işi olmaz. Ama gerçekten bir insan bir iş için uğraş vermiş ve arkasında durmuş ise bize de kim olursa olsun teşekkür etmek düşer. Sonuçta eski hükümet binasının bir katının devredilmesine ne yaptıysak engel olamadığımızı biliyorsun. Bunun karşılığında bize söz de vermeyebilirlerdi, söz konusu olan ve sanat evine dönüştürülen eski vali konağını da vermeyebilirlerdi. Soruyorum, kim ne diyecekti veya desek ne olacaktı. Sonuçta biz bir direnç gösterdik, Bakan Özak’da samimi olduğunu gösterdi. Şu günlerde içerisine ve dışarısına alınan eşya parça parça geliyor. Birkaç onarım işi de ihale edildi. Gelişme şekli nasıl olursa olsun, sonuçta Trabzonlu sanatçılara ait bir mekan kazandırılmış oldu. Ben isterdim ki bu çabadan dolayı bir teşekkür edilsin. Bir de bu dostunu 7 dernek başkanının oylama yapmadan sanat evinin ilk dönem başkanı olarak seçmelerinden dolayı kutlamanı beklerdim. Semih Hocam dileğim odur ki bu köprüden sizinde geçin. Çünkü bizler bugün varız yarın yokuz. Ama bu eser Trabzon var oldukça ve sanatçıları sahip çıktıkça da var olacaktır. Binanın gelmişini ve de geçmişini inan böyle bir durumda hiç önemsemiyorum. Böyle bir mekanı sanatçılara sus payı olarak verildiğini söylemenizi ise talihsiz bir söz olarak değerlendiriyorum. Bizim teşekkürümüz Trabzon için yapılan güzellikleredir. Bu teşekkürü yaparken de hiçbir yörüngenin etkisinde kalarak yapmadığımı da iyi bilirsin.
    Adnan Taç - 01.08.2007


  • ♪ Sevgili Sanatseverler, Değerli sanatçımız Zafer YÜMLÜ'nün "Dört Korno İçin Anadolu Ezgileri" adlı kitabı Almanya'nın Spaeth Schmid yayınevi tarafından satışa sunulmuştur. (www.spaeth-schmid.de) Türkçe ve İngilizce olarak basılıp ülke kültürümüzün tanıtımı açısından büyük önem taşıyan bu kitapZafer YÜMLÜ'nün dört korno için eserlerinden oluşmaktadır. Bknz: Mavi Nota Kütüphane... Bilgilerinize...
    Selim Baylan - 08.07.2007


  • ♪ Teşekkürler Sevgili Adnan Taç arkadaşım, yazdıklarını okuduğumda, yazımın amacına ulaştığını anladım. Tekrar teşekkürler...
    M.Semih Baylan - 06.07.2007


  • ♪ Teşekkürler Sevgili Adnan Taç arkadaşım, yazdıklarını okuduğumda, yazımın amacına ulaştığını anladım. Tekrar teşekkürler...
    M.Semih Baylan - 06.07.2007


  • ♪ Semih hoca,Bu muhalif nostaljik yazınız akışkan bir üslupla yazılmış bir yazı olmasaydı herhalde bu yazıyı okumak işkence olurdu. Siz de bilirsiniz ki sanatla uğraşan insanlar duygusaldır ve nostaljik anlatılardan etkilenirler. Bilinen bir kültürün, bir yaşanmış zaman kesitinin gözlmer önünde akıp gitmesi gibi bir şeydir ki bu tür yazılar roman olur, roman. Bu yazı bana, yıkılan mahallem sotkanın vermekte olduğu son nefesini hatırlattı. Çünkü bu mahallede de bir zaman kesiti tarih oluyor, uzunca bir yaşamın can bulduğu bir doku tamamen haritadan siliniyor artık. Gelir gelir mi? Mümkün değil. Tıpkı yazında bahsettiklerin gibi. Bizim fotoğrafa gelince, onu da iyi kullandın. Görenler bu bildik simalar bir halt karıştırıp malzeme mi oldular diye bu yazıyı okumaya etki etmiştir. Onlar Nasreddin Hocanın torunları, Oğuz Aral'ın yeğenleri, Karadenizli Temel'in de uşaklarıdır. Ağırlıklarını Nasreddin Hocadan, hergeleliklerini Oğuz Aral'dan, nüktedanlıklarını ve hinliklerini de babaları Temel'den almışlardır. Onlar karikatürün hamalı olan Bülent Sümer, Adnan Taç ve Tamer Küçük olarak Trabzon'da Donkişotluk yapmaya devam ediyorlar. Bu nedenle senin yazıyı ellerine geçirmiş olabilirler. Selamlar...
    Adnan Taç - 06.07.2007


  • ♪ Semih hoca; Bu muhalif nostaljik yazınız akışkan bir üslupla yazılmış bir yazı olmasaydı herhalde bu yazıyı okumak işkence olurdu. Siz de bilirsiniz ki sanatla uğraşan insanlar duygusaldır ve nostaljik anlatılardan etkilenirler. Bilinen bir kültürün, bir yaşanmış zaman kesitinin gözler önünden akıp gitmesi gibi bir şeydir ki bu tür yazılar roman olur, roman. Bu yazı bana, yıkılan mahallem sotkanın vermekte olduğu son nefesini hatırlattı. Çünkü bu mahallede de bir zaman kesiti tarih oluyor, uzunca bir yaşamın can bulduğu bir doku tamamen haritadan siliniyor artık. Geri gelir mi mümkün değil. Tıpkı yazında bahsettiklerin gibi. Bizim fotoğrafa gelince, onu da iyi kullandın. Görenler bu bildik simalar bir halt karıştırıp malzeme mi oldular diye bu yazıyı okutmaya etki etmiştir. Onlar Nasreddin Hocanın torunları, Oğuz Aral’ın yeğenleri, Karadenizli Temel’in de uşaklarıdır. Ağırlıklarını Nasreddin Hocadan, hergeleliklerini Oğuz Aral’dan, nüktedanlıklarını ve hinliklerini de babaları Temel’den almışlardır. Onlar karikatürün hamalı olan Bülent Sümer, Adnan Taç ve Tamer Küçük olarak Trabzon’da Donkişotluk yapmaya devam ediyorlar. Bu nedenle senin yazıyı ellerine geçirmiş olabilirler. Selamlar…
    Adnan Taç - 06.07.2007


  • ♪ Merhabalar,Ben Almanya Nürnberg´ten Alexandra.Sevgili editörünüz Semih Bey´i yakindan tanimaktan onur duydum.Böyle aktif degerli insanlarla tanismak benim icin erisilmez sereftir.Semih Beye´e yayin hayatinda basarilar dilerim.Almanyadan kucak dolusu Selamlar....
    Alexandra Schreiter - 15.06.2007


  • ♪ Trabzonun yetiştirdiği değerli Türk Musikisi hocası Süheyla Altmışdört hanım efendi 'Yaşayan değerleriniz" isimli Üsküdar belediyesinin tertiplediği bir gecede öğrencileri ile buluştu. 3.6.2007 aksamı Altunizade kültür Merkezinde yapılan kutlamaya Süheyla Hanımın birçok öğrencisi katıldı.Detaylı makaleyi bil'ahare göndereceğim.Selam.
    osman aksu - 07.06.2007


  • ♪ Temel Şükrü Doğru ve arkadaşları grubunun elemanlarından Hadi Alkın kardeşimizi bugün toprağa verdik.Istanbul Erenköy Galib Paşa camiinde öğle namazini müteakip Kanlıca kabristanina defnedildi.Hadi uzun yıllar önce Istanbula göç etmişti. Son senelerde benim yönettiğim Kazım Karabekir Kültür Merkezi Korosuna katılmış güzel konserlerimiz olmuştu.Allah taksiratını affetsin.sevenlerine sabır niyaz ederiz.
    osman aksu - 07.06.2007


  • ♪ Merhabalar;Ben Almanya Nürnberg'ten Figen.Sevgili editörünüz Semih Bey'i yakinen tanimaktan onur duydum.Böyle aktif degerli insanlarla tanismak benim icin erisilmez sereftir.Semih Bey'e yayin hayatinda basarilar dilerim.
    Figen Kalkandere - 05.06.2007


  • ♪ Yurt dışında turnede olmam nedeniyle Mavi Nota Müzik Gazeteniz 4 ve 5 Haziran günlerinde güncenlenmeyecektir. 6 Haziran Çarşamba gününden itibaren normal yayınına devam edecektir.
    editör - 31.05.2007


  • ♪ 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.
    editör - 19.05.2007


  • ♪ Çok severek dinlediğim, ülkemizin nadide caz şarkıcılarından ve sanatçılarından Nükhet Ruacan'ı yitirdik. Üzüntüm çok büyük...
    Selim Baylan - 07.05.2007


  • ♪ Sevgili dostum Adnan Taç, tespitlerin son derece doğru ancak kusura bakma bu tür yazılarım devam edecek. Çünkü artık özeleştiri yapmanın zamanı geldi ve geçiyor bile.Ama diyeceksin ki bu özeleştiriyi hep sen ve ben mi yapacağız? Maalesef bu böyle. Bu şehirdeki konumumuz ve hayat bize böyle bir misyon belirlemiş. Bunu yerine getirmek zorundayız. Bak sevgili kardeşim, dün bu şehirde bir uluslararası tiyatro festivali başladı. O gün salonda Trabzon'un bir kültür ve sanat şehri olduğunu her satır başında zikredenler ve o salonu duldurup sanat ve kültür adına türlü türlü serzenişleri sıralayanlardan kaç kişi vardı açılış töreninde? Ben iki kişiyi gördüm. Yani beş kişi göremedim. Bu törene gelememenin mazaretini kabul etmiyorum. Olamaz çünkü! Demek ki egolar (buradaki ego belediye kuruluşu ego değil kişisel çıkar anlamındadır!) desteklenmeyince o törende olunmuyor öyle mi?. Sorun burada yatıyor zaten. Egoları bu kadar yüksek olan bu kişilerle hiçbir şey yapılamaz. Dün belediye başkanımız festivalin açış konuşmasında şöyle bir laf etti "Trabzon'de metrekareye (rakamla) 7 (yazıyla) yedi sanatçı düşer" Peki nerede bu metrekareye düşen sanatçılar? Kentimiz için son derece önemli ve çok değerli olan uluslararası tiyatro festivalinin açılış töreninde bile olmayan/olamayan bu sanatçılar ne iş yaparlar? Sözün kısası hiç kimse samimi değil. Hiç kimse gerçek değil. Herkes inanılmaz bir megolamani ile inanılmaz yükseklikteki egolarını ayakta tutma peşinde. Ha unutmadan şunu da eklemeliyim bu zatların ayağının altına birer limuzin gönderseydik inan gelirlerdi festivalin açılış törenine... Selam ve sevgiyle...
    editör - 02.05.2007


  • ♪ Semih Hoca; Yine adrenalimi yükselten bir yazı kaleme almışsın " Bir kadın şarkı söylüyor ve benim canım bugün hiçbirşey yazmak istemiyor" başlıklı. Değerli dostum sen de çok iyi biliyorsun ki bozuk sistemin bozduğu kafaların bu gün yansımalarını taşıyan çokça insanla Trabzon’da bu kültür ve sanat hayatını paylaşmak zorundayız. Başarılı olanı çekemeyen, paylaşmak istemeyen, sebepsiz yere amip gibi bölünerek çoğalmayı karakter sayan, başarıyı paylaşarak çoğaltmayan acıyı paylaşarak azaltmayan, senin de yazdığın gibi bölünerek kendi başına üç kişilik ordular kurmaya çalışan bir kantin kültür sanat insanları ile -rağmen- birlikteyiz. Yüksek yüksek tepelere ev kuruşumuzdan, evlerimizi yaparken bile yan yana gelmeyişimizden de belli değil mi halimiz. Sayın vali nerden bilsin bu kentin kültür ve sanatının içerisinde yer alan onlarca insanın birbiriyle barışık olmadığını. Aynı sanat dalında emek tüketen insanların var olan güçlerini birleştirmek yerine bölme derdine düştüklerini. Nerden bilsin kemale ermiş yaşlarına rağmen, ilkokul çocukları gibi her yere zıplayanları. Nereden bilsin bu kemale ermişlerin ve onların kopyalama yöntemi ile çoğaltmaya çalıştıklarının hizipçilikten başka bir şey üretmediklerini. Benimde ruhumu daralttın hoca. Ne olur böyle yazılar yazma. Bu insanlarla aynı çevre içerisinde olmak artık yoruyor beni. Sende kendini yorma ne olur beni de yorma. Selamlar…
    Adnan Taç - 30.04.2007


  • ♪ Sayın Hasibe Yılmaz konuyla ilgili olarak e-posta adresinize yanıt verilmiştir.
    editör - 21.04.2007


  • ♪ sayın semih baylan,daha önce bana nikolai rimsky-korsakov hakkında bir dosya göndermiştiniz.ilk geldiğinde açmıştım ama dosya şimdi açılmıyor. tekrar yollayabilirseniz sevinirim. şimdiden teşekkürler ve çalışmalarınızda başarılar dilerim..
    hasibe yılmaz - 21.04.2007


  • ♪ evet çok yararlı bi site emegi geçen herkese teşekkürler
    melike biçer - 13.04.2007


  • ♪ ben sitenizi yeni öğrendim hayırlı olsun siirt ten sevgiler...erhan..
    erhan kılıçvuran - 03.04.2007


  • ♪ Sayın Elif Konar, öneriniz değerlendirilip gereken yapılacaktır. İlginize teşekkür ederim. Saygılarımla
    editör - 26.03.2007


  • ♪ mavi-nota'nın yazı, portreler, kütüphane vd. bölümlerinde gerekli görülen kısımların tavsiye edilebilmesi adına "tavsiye et" butonu eklenebilirse iyi olur kanaatindeyim. saygılarımla...
    elif konar - 26.03.2007


  • ♪ Sevgili Nurcan Hanım, ilginize teşekkür ederim ancak gazetemizin müzik albümü sayfasında birbirinden güzel müzikler zaten var. Bilginize...
    editör - 10.03.2007


  • ♪ Sevgili Semih bey, sayfayı açtığımızda çok dinlendirici bir müzik çalıyordu ama çıkartılmış.Müzik gazetesine çok yakışan o müziği tekrar koyarsanız çok seviniriz.Saygılarımızla.
    Nurcan Ofluoğlu - 09.03.2007


  • ♪ tüm notalar ölerek bitmeli, nefesi tükenirken sendeleyen eski bir soluk gibi.. Ve müzik avlamaktır doğanın hareketsiz betimlemelerini.Notalar.. taşarken onları sıkıştırmaktır hüner. Tatmin olmadan önce ve bir anda durmalıdır müzik sahibi hiçliği özlerkende hiçliği toplamalı. m.s üstad...
    hakan urcu - 09.03.2007


  • ♪ Sevgili semih hocam; Lise öğrencilerinin devlet tiyatrosu salonunda izledikleri daha doğrusu seyrettikleri oyun ile ilgili yazdığın yazıyı okuyunca inan hiç şaşırmadım. Kısa olarak bu vahim durumu özetlemek gerekirse şöyle izah edebilirim. Her ne kadar okullarımız ve milli eğitimimiz, eğitim ve öğretim yılı mantığı ile hareket etsede, hepimiz biliyoruz ki okullarımızda sadece öğretim verilmektedir. Eğitimsiz toplumların hangi yaş gurubu olursa olsun senin bahsettiğin tarzda oyun seyretmesi de normaldir. Bizler senelerdir niye yırtınıyoruz biliyorsun. Binlerce diplomalı cahilin sokakları arşınladığı bir ülkede ve bir kentte yaşıyoruz. Bu gencecik insanlar da yarın bu orduya dahil olacaklar ne yazık ki! Okulların kültkür ve sanat ile uzaktan yakından ilgisin olmaz, öğrenci okula sadece diploma almak için giderse sonuçta olacağı da budur. Aslında korkunç olan bu durum karşısında yaşadığımız çaresizlik sonucunda sana üzülme demek zorunda kaldığım için ben de eziyet çekiyorum bilesin... selamlar.
    Adnan Taç - 08.03.2007


  • ♪ Semih Hoca; Böyle yazılar yazıp beni daraltma. Bu yazıları yazmaktan da bu konuları konuşmaktan da artık yoruldum. Ne olur sen de kindini yorma. Bu şehirde sen de çok iyi biliyorsun ki biz de varız havasıyla etiket hesabına yapılıyor. Trabzon'un diz çöken kültür sanatını aya kaldırmak için insan aradığımızda kimseyi yanımızda bulamıyoruz. Yıllardır çekilen sıkıntılar karşısında mücadele veren kaç tana kültür sanat adamı veya derneği var! Arkamıza baktığımızda kimseyi yanımızda bulamıyoruz. Ama ne zaman zülfiyare dokunuluyor seninde bildiğin gibi kimi imza kampanyası başlatıyor, kimi önde koşanların peşine takılıyor, çoğuda nasılsa onlar boğuşuyor sonuçta bize de birşey düşer, düşmesede zarar görmeyiz mantığı ile hareket ederek manzara seyretmeye devam ediyor. Biz gerçekten Trabzon'u dert edinenleri arıyoruz. Yoksa vitrini süsleyecek çok insan bulunur. Selamlar...
    Adnan Taç - 08.03.2007