Yazılar

---

Prova, Prova ve Prova…Sayı: - 22.09.2006

---

Ne demiştik? Turgut Özakman’ın oyunu Ocak için geçen yazımızda? Hangi tahlili yapmıştık? Bir kez daha hatırlayalım bu yazdıklarımı:

Turgut Özakman'ın benzetmeci biçemde yazdığı oyunlar arasında başyapıt niteliği taşıyan ''Ocak'' provasına başladığımız oyunumuzun adı.

Oyunumuz gerçekçi anlatımın Turgut Özakman’ın daha önceki oyunlarında denenmiş özelliklerin en inandırıcı yansımasını bulmuş oyunudur.

''Ocak'', Türk yazarları tarafından bir dolu benzerinin daha önce de, daha sonraki yıllarda da yazılmış olduğu, ancak hiçbirinin aşamadığı bir düzeye ulaşmış bir yapıttır; ekonomik sıkıntıların aile bireyleri arasında ilişkileri büyük oranda etkilediği ve çatışmalara yol açtığı bir aile dramı...

Özakman ''Ocak''ta, toplumsal güvenden yoksun bir konumda, gündelik yaşam savaşı verme süreci içinde insanca değerlere sıkı sıkıya sarılmak yoluyla gerçekleştirebilen ''uzlaşma''nın öyküsünü yazmıştır.

Üç ayrı kuşaktan yedi bireyin oluşturduğu bir ailenin, belirli bir dolantıya gerek görülmeksizin oluşturulan dramının biçimsel özelliklerini, açıklamak gerekirse:

Ocak, temelde bir aksiyon oyunu değildir. Yazar bir ilişkiler dokusunu çeşitli yönleri ile göstermek, konuşmaları canlı tutmak için olayları devindirmiş, fakat seyircinin ilgisini olayların gelişim yönüne değil, bu devinimin su yüzüne çıkardığı kişilikler ve kişilerarası ilişkilerin niteliği üzerine çekmiştir.

Bu yüzden çatışmalar geçicidir. Düğümler merak uyandıracak biçimde karmaşıklaştırılmamış, kısa sürede çözülmüştür. “Ocak”ın en belirgin özelliği konuşmalardaki kıvraklıktır. Konuşmalar hem kişilerin kişiliklerine ışık tutucu, hem de kendi başlarına eğlendiricidir. Turgut Özakman bütün oyun kişilerini, karakterleri ile tutarsızlığa düşülmeden anlamlı konuşturmuştur. Sorular ve yanıtlar kısa tutulmuş, hem gerçeğe benzerlik, hem yoğunluk gözetilmiştir.

İşte bu tahlilden sonra geldiğimiz nokta, oyunumuzun artık iyice şekil alması, dekoru içinde artık iyice yer bulmaya başlaması. Son prova günümüzden çektiğim fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedim değerli okurlar. Masa başı okuma provasından sonra sahneyi çıktığımız ilk günden bu yana oyunumuzun geldiği son noktayı bir nebze olsun fotoğraflarla anlatmak istedim.

Bir şey daha bu arada: Birkaç gün önce bir mail aldım bir okurumuzdan. Kısaca diyordu ki bu okurum, “sayın editör bir müzik gazetesinde konserleri fotoğraflarla vermek gerekirken daha çok tiyatro haberlerini veriyorsunuz fotoğraflarla, artık konserleri de fotoğraflarla görmek istiyor ve değerlendirmenizi okumak istiyoruz.”

Öncelikle benim değerlendirmeme önem verdiği için bu okuruma teşekkür ediyorum. Ancak konserler konusuna gelince, vallahi sevgili kardeşim siz haber ve fotoğrafları gönderdiniz de ben yayımlamadım mı? Artık fotoğraf çekmek eskisi kadar zor değil. Göndermek hiç zor değil. Çevrenizdeki konserleri yazarsınız, fotoğrafını çekersiniz, e-posta aracılığı ile gönderirsiniz. Ben de yayımlarım.

Durum bundan ibaret. Bilmem anlatabildim mi?

Hepinize iyi hafta sonları değerli dostlar…


Müfit Semih Baylan
Editör

Fotoğraflar: Müfit Semih Baylan

• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 

---

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

---

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.