Yazılar

Bayburt’a Opera, İstanbul’a Türkü…Sayı: 1992 - 21.11.2025

Bayburt’a Opera, İstanbul’a Türkü…

Bu yazıyı yazmaya karar verdiğimde ne başlık koyacağım düşünürken, bir arkadaşımla yaptığım görüşmede kullandığı cümle içinden cuk oturdu yazıma bu başlık ve hoşgörüsüne sığınarak kullandım.

Ajanslar büyük başlık atarak geçti, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk’ün, 2. Anadolu Opera ve Bale Festivali’ni 69 plâka nolu ilimiz Bayburt’tan başlatılacağına dair açıklamalarını!

Gazetemizde de yer alan açıklamaya göre “Opera Bale Her Yerde” mottosuyla gerçekleştirilecek olan 2. Anadolu Opera Bae Festivali  23 il ve ilçe perde açacak. Önceki festivale olduğu gibi genç yetenek taraması bu festival çerçevesinde de perde açılan 23 il ve ilçede gerçekleştirilecek!

“Opera Bale Her Yerde “ mottosuyla çıkılan yolda, yolda rastladıklarımız durumun hiç de öyle mottolaştırıldığı gibi olmadığı gerçeğini önümüze koyuyor.

Nereden bulunup getirildiği meçhul olan, hatta bu getirilmelerin Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle gerçekleştiği gerçeği şırrak diye bir tokat gibi yüzümüzde patlayan piyano kıran Azeri piyanistlerin eşliği ile verilen şan konserlerinde gerçek tüm hoyratlığı ile ortaya dökülüyor!

Aziz ve muhterem halkımızın da pek sevmeye başladığı bu şan konserlerinin amacı “Türk Kültürünü” önce halka sonra dünyaya tanıtmakmış!

Tamam!

Türk kültürünü dünyaya tanıtalım da, bunun bir yolu kuralı yok mu? Opera klasik sanattır ve klasik 'kurallı' anlamına gelir! Arkaya piyano eşliği koyup, bağlamayla söylenen türküyü biraz daha neşeli, pıstaratattat pıstat pıstat hale getirip sunarak mı Türk kültürünü halka ve dünyaya tanıtacağız?

Medeni dünyanın bildiği çağdaş Türk Bestecilerinin eserleri kişisel arşivlerde üzeri tozla duruyor. Evet, bazı ailelerin yüksek telif istemeleri sonucu gün ışığına çıkamıyor ama opera kurumlarımızın yöneticileri günlük 'pr' peşinde koşmak yerine bu çağdaş eserleri halkımızın gustosu ile buluşturmak için neden çaba sarfetmez.

Bu konuda gerçekten tüm samimiyeti ile özel çaba sarfeden iki klasik sanatçı bilirim (başka var ise yorum kısmına yazın lütfen):

1- İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Solist Sanatçısı Piyanist Yeşim Gökalp

2- İstanbul Devlet Opera ve Balesi Solist Sanatçısı Soprano Esra Abacıoğlu Akçan

Bu iki değerli sanatçımız çağdaş Türk Bestecilerinin eserlerini albüm yaparak kalıcı hale getirmişler dinleyici ie buluşturmuşlardır. Halen yenilerinin peşinde koşturmaktadırlar!

Büyük metropollerde ikamet edenler, yurt dışı elçliklerimizde, İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir'in, Antalya'nın, Mersin'in, Samsun'un opera sahnelerinde sunulan şekliyle mi opera ile gustolarını zenginleştirecekler? Şırnak’a götürdüğünüz nasıl bir opera idi şimdi Bayburt’a götüreceğiniz opera nasıl bir opera olacak?

Öyle ki, Türk Kültürünü tanıtmak amacıyla Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliklerinde, Konsolosluklarda solistlerimiz tarafından gerçekleştirilen ve adına opera konseri denilen etkinliklerin videolarına rastlıyorum. Sahnedeki temaşayı gördükten sonra, “bir de göbek havası koysaydınız bari!” demekten kendimi alamıyorum!

Ciddi ve en kalitesize doğru son sürat bir kalitesizleşme yaşıyr ulusal opera sanatımız. Maalesef kimi sanatçılarımız da bu hızlı gidişe gönüllü bir şekilde katkıda bulunuyorlar.

Hülasa bu kalitesizleşmenin ateşine kibrit çakıp çıra koyanları biliyoruz. Bu kibrit ve çıracıların ismini ya da isimlerini yeniden yazıp gündeme getirmeye gerek yok. Bilinen kişi ya da kişiler.

Ancak bu kalitesizleşmeden bakanlık son derece mutlu. Halkımız da peşine takılmış. Satan razı, alan razı.

Müfit Semih Baylan

Editör

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.