ISSN: 1301 - 3971
Yıl: 18      Sayı: 1930
Şu an 19 müzisyen gazete okuyor
Müzik ON OFF

Günün Mesajları


♪ Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anarken, ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını en coşkun ifadelerle kutluyoruz.
Mavi Nota - 28.10.2023


♪ Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinin Eğitim Programları Sorunları
Gülşah Sargın Kaptaş - 28.10.2023


♪ GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!
Mavi Nota - 07.02.2023


♪ 30 yıl sonra karşılaşmak çok güzel Kurtuluş, teveccüh etmişsin çok teşekkür ederim. Nerelerdesin? Bilgi verirsen sevinirim, selamlar, sevgiler.
M.Semih Baylan - 08.01.2023


♪ Değerli Müfit hocama en içten sevgi saygılarımı iletin lütfen .Üniversite yıllarımda özel radyo yayıncılığı yaptım.1994 yılında derginin bu daldaki ödülüne layık görülmüştüm evde yıllar sonra plaketi buldum hadi bir internetten arayayım dediğimde ikinci büyük şoku yaşadım 1994 de verdiği ödülü değerli hocam arşivinde fotoğraf larımız ile yayınlamaya devam ediyor.ne büyük bir emek emeği geçen herkese en derin saygılarımı sunarım.Ne olur hocamın ellerinden benim için öpün.
Kurtuluş Çelebi - 07.01.2023


♪ 18. yılımız kutlu olsun
Mavi Nota - 23.11.2022


♪ Biliyorum Cüneyt bey, yazımda da böyle bir şey demedim zaten.
editör - 20.11.2022


♪ sayın müfit bey bilgilerinizi kontrol edi 6440 sayılı cso kurulrş kanununda 4 b diye bir tanım yoktur
CÜNEYT BALKIZ - 14.11.2022


♪ Sayın Cüneyt Balkız, yazımda öncelikle bütün 4B’li sanatçıların kadroya alınmaları hususunu önemle belirtirken, bundan sonra orkestraları 6940 sayılı CSO kanunu kapsamında, DOB ve DT’de kendi kuruluş yasasına, diğer toplulukların da kendi yönetmeliklerine göre alımların gerçekleştirilmesi konusuna da önemle dikkat çektim!
editör - 13.11.2022


♪ 4bliler kadro bekliyor başlıklı yazınızda sanki 4 bliler devre dışı bırakılmış gibi izlenim doğuyor obür kamu kurulrşlarında olduğu gibi kayıtsız şartsız kadroya geçecekler yıllardır sanat kurumlarımızı sırtlayan bu sanatçılarımıza sınav istemek yapılacak en büyük kötülüktür bilginize
CÜNEYT BALKIZ - 12.11.2022


Tüm Mesajlar

Anket


DOB, DT ve GSGM'de 4B kadrosunda çalışanların 4A kadrosuna alınmaları için;

Sonuçları Gör

Geçmişteki Anketler

Tavsiye Et




Tavsiye etmek için sisteme girmeniz gerekmektedir.

Destekleyenlerimiz






 

Yazılar


Haftanın yemeği: Elektrik süpürgesinin Dem sesi üzerine bisiklet pompasıyla beslenen armonika ile uzun hava...Sayı: 1068 - 20.09.2010


Zamansızlar için yazının özeti: “Deneyselliğe çok şey borçluyuz, ödeyelim”

Herkes duyar ama bir de duyumsayanlar vardır ki, başları büyük bir belada! Diğer odada ‘Stand-by’ durumunda çalışan televizyonun çıkardığı o genliği düşük ama çok sinir bozucu ses yüzünden mevzu çıkarabilirler mesela. Ya da ambulans uzaklaşırken sireninin pesleştiğini –daha doğrusu beynimizin bir yanılma yaşadığını- herkes duyar ama duyumsayanlar öte tarafa.

Her şeyden ses geliyor!

Mesela geçenlerde okulda bir dem ses duydum; biraz fazlaca ses çıkaran bir klima; Do#. ‘İçeriyi soğutup, dışarıyı ısıtıyor’ olmasının düşündürücülüğü bir tarafa, içerideki sessizliğine inat, dışarıda kirli bir ‘dem ses’ veriyor doğaya. Elektrik süpürgesi de bu grupta ele alınabilir. Gürültü de denebilir belki. Ama sabit bir dem ses; “Dııııııııııııııııt”. Üzerine uzun hava okunabilir; ‘makine demi’nin üstüne!

Konuya biraz balıklama dalmışız, merdivenden inelim!

Müzikle ilgili fazlaca üretimin yapılması, bu üretimleri, ‘diğerlerinden farklı olma’ gereksinimi ile baş başa bıraktı. Bu telaşla, “Ulan bunla da müzik yapılır mı” Zihni Sinirliğindeki arayışlar da gün yüzüne çıkmakla kalmadı,- iyi anlamda- ayağa düştü. ‘Vegetable Orchestra’nın şaşırılmadık bir örnek olarak rahatlıkla işaret edilebileceği bu olgu, gündelik hayatın kabul edilemez kirliliği ve çekilmez rutinliği içerisinde müzikle haşir-neşir olanları keyifli bir paranoyaya sürüklüyor! Her şeyden ses çıkıyor!

Anneannemin zurnası

Hayatımda çağrışım yaratmaktan öte herhangi bir faydası dokunmayan –gerçi illa faydası mı dokunması lazım? – anneannemin, doğru düzgün bir ürün alamamasına rağmen özenle ektiği kabak bitkilerinden birinin gövdesini koparıp ‘zurna’ yapmasıyla mevzu başladı. Bu alandaki ‘Workshop’ları gereksiz kılabilecek nitelikteki bu gösteri bir alkışı hak ediyordu ama ben o an için gereken mızmızlıktan taviz vermedim.

Sex-Shop broşüründen kaval fantezisi

Sonra yolda yürürken şu gizliden gizliye dağıtılan ‘sex-shop’ tanıtım kâğıtlarından birini kaval yapmaya çalışırken buldum kendimi. Kırtasiyeye uğradım, falçata ve bant aldım. Uğraş babam uğraş! Sonra başladı şizofreni, broşür görünce herkesin yaptığının tersine dağıtana yanaşmak alışkanlığım oldu. Her birine dokunup kalınlığını kontrol etmeye, “bundan olur/olmaz” öngörüleri üretmeye başladım. Bu şekilde ilerliyor zaman…

Tabi benle alakalı değil bu durum, bu yazı da. Ben bunları yapıyorken birileri de başka bir yerde basketbol toplarıyla müzik yapıyordur muhtemelen. Ötekisi kanalizasyon borularına takılıyordur, biri daha mütevazı; iki elini birleştirmiş arasına üfleyerek kendi notalarını arıyordur. Yine ben armonikaya bisiklet pompasını bağlamak niyetindeyken, birileri de kavalın dışına bir boru daha koyup ileri geri yaparak bir trombo-kaval yaratmaya çalışıyordur. Başkası gitara bağlama teli takmış, ötekisi ‘balondan basgitar’ıyla beste yapıyordur. Birisi sakızın jelatinini dudaklarken, ötekisi mutfaktaki tencere-tavadan bir ‘setup’ yaratmanın peşindedir.

Topuklu ayakkabı

Topuklu ayakkabı giymiş bir kadın tahta bir zeminde yürüyordur, tak tak tak tak. Bu eşit aralıklı yürüyüş, üzerine farklı bir ritim işlemeye müsait bir durumu da beraberinde getirir sağ olsun. Topuklu ayakkabının yarattığı görsellikten değil belki ama duyumsallıktan ağız suyu akabilir. Kadın kendini ritmin içinde bulur, yoksa topuklu ayakkabı mı demek lazımdı? Neyse, görsel malzeme tasarım dışı kalır, evrilir.

Ne bileyim birçoğumuz, rüzgârlı bir günde pencerenin açıklığıyla oynamak suretiyle, ıslığın peşine düşmüştür ya da topluluk içerisinde şarkı söylemektense yerin dibine girmeyi tercih edenler bile banyoda en iyi performanslarını sergilerler.

Duyma Belası!

Bitmez bir çile gibidir bu duyma/duyumsama isteği ve becerisi. Elinde tabakla ‘araba sürmece’ oynayan çocuğun çıkardığı “ııııııııınnn”da çocuğu başladığı ve bitirdiği ses aralığı bile konu olur zihne. Ambulans sirenindeki doku! Detone ezanlar… Sonra şu çalar saatler; “Ahh, yine mi küçük ikili, hemen kalkmalıyım”. Ezgisel gıcırtı uğruna ısrarla yağlanmayan kapı menteşeleri, kornalar, araba alarmları, ev zilleri, ev telefonlarının zilleri… Ya da Tayyip’in mitinglerindeki ‘Sub-Bass’ kolonlarına bir sabotajda bulunsak oyları düşer mi? Ya işte düşünsene, adam paranın peşinde, sen selenlerin…

Yazıyı Tavsiye Et

Yorumlar


Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.