ISSN: 1301 - 3971
Yıl: 18      Sayı: 1932
Şu an 14 müzisyen gazete okuyor
Müzik ON OFF

Günün Mesajları


♪ Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anarken, ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını en coşkun ifadelerle kutluyoruz.
Mavi Nota - 28.10.2023


♪ Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinin Eğitim Programları Sorunları
Gülşah Sargın Kaptaş - 28.10.2023


♪ GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!
Mavi Nota - 07.02.2023


♪ 30 yıl sonra karşılaşmak çok güzel Kurtuluş, teveccüh etmişsin çok teşekkür ederim. Nerelerdesin? Bilgi verirsen sevinirim, selamlar, sevgiler.
M.Semih Baylan - 08.01.2023


♪ Değerli Müfit hocama en içten sevgi saygılarımı iletin lütfen .Üniversite yıllarımda özel radyo yayıncılığı yaptım.1994 yılında derginin bu daldaki ödülüne layık görülmüştüm evde yıllar sonra plaketi buldum hadi bir internetten arayayım dediğimde ikinci büyük şoku yaşadım 1994 de verdiği ödülü değerli hocam arşivinde fotoğraf larımız ile yayınlamaya devam ediyor.ne büyük bir emek emeği geçen herkese en derin saygılarımı sunarım.Ne olur hocamın ellerinden benim için öpün.
Kurtuluş Çelebi - 07.01.2023


♪ 18. yılımız kutlu olsun
Mavi Nota - 23.11.2022


♪ Biliyorum Cüneyt bey, yazımda da böyle bir şey demedim zaten.
editör - 20.11.2022


♪ sayın müfit bey bilgilerinizi kontrol edi 6440 sayılı cso kurulrş kanununda 4 b diye bir tanım yoktur
CÜNEYT BALKIZ - 14.11.2022


♪ Sayın Cüneyt Balkız, yazımda öncelikle bütün 4B’li sanatçıların kadroya alınmaları hususunu önemle belirtirken, bundan sonra orkestraları 6940 sayılı CSO kanunu kapsamında, DOB ve DT’de kendi kuruluş yasasına, diğer toplulukların da kendi yönetmeliklerine göre alımların gerçekleştirilmesi konusuna da önemle dikkat çektim!
editör - 13.11.2022


♪ 4bliler kadro bekliyor başlıklı yazınızda sanki 4 bliler devre dışı bırakılmış gibi izlenim doğuyor obür kamu kurulrşlarında olduğu gibi kayıtsız şartsız kadroya geçecekler yıllardır sanat kurumlarımızı sırtlayan bu sanatçılarımıza sınav istemek yapılacak en büyük kötülüktür bilginize
CÜNEYT BALKIZ - 12.11.2022


Tüm Mesajlar

Anket


DOB, DT ve GSGM'de 4B kadrosunda çalışanların 4A kadrosuna alınmaları için;

Sonuçları Gör

Geçmişteki Anketler

Tavsiye Et




Tavsiye etmek için sisteme girmeniz gerekmektedir.

Destekleyenlerimiz






 

Yazılar


Gecenin 3’ünde müzik yazısı yazmak…Sayı: 867 - 16.10.2009


Gerçekten de müziksiz yazı yazılamaz mı?

Dün gazetelerin birinde `Yazının Beşiğini Müzik Sallıyor` başlıklı bir haberi okuduğumda, bu soruyu sordum kendi kendime.

Haberde görüşüne başvurulan yazarlardan kimi `olsa da olur olmasa da` derken, kimisi de `müziksiz tek kelime yazamam` itirafında bulunmuş. Bana kalırsa bir alışkanlık işi bu.

Yazmak` bir `bütünleşmek`, çevreden ve `an`dan uzaklaşıp yapı taşı kelimeler olan özel bir aleme `geçmek` olduğuna göre her yazarın kendi mizacına, `ahlakına` ve alışkanlıklarına göre yöntemlere başvurması doğaldır. Ama ben, `yazmak için ille de gürültü isterim` diyenlere hayret ederim. Ve gürültülü bir ortamda nasıl yazı yazılabildiğine de şaşarım. Yazarken, biri gelip de bilgisayar ekranına göz atacak olsa donup kalırım. Yazmanın bir mahremiyeti olduğuna inananlardanım ben. `Doğum` esnasında kimse görmemeli ne yazdığımı ve nasıl yazdığımı.

Bilgisayarımın başına oturur ve odaya kimseyi sokmadan yazarım yazımı.

Müzik mi?

Ona da tahammül edemem.

Yazarken bütün derdim, yazdığım konunun açtığı ülkede seyahat etmek ve kelimelerle boğuşmaktır. En küçük bir ses – bu, çok sevdiğim bir müzik parçası bile olsa– içine girdiğim dünyadan koparır beni. Galiba biraz da `yazı`ya duyduğum saygıdan ötürü yapamam bunu. Yazı, rakip istemez; kendine hasredilmiş zamanları, başka sevgililerle paylaşmayı sevmez. Benim için müziksiz geçirilmeyecek bir zaman varsa o da yolculuklardır. Otomobille yalnız çıkılan yolculuklar...

Yolculuk dedimse şehrin yoğun trafiği içinde, sinir harbi yaparak bir yerden bir yere gidişler değil. Şehirlerarası ve özellikle geceleyin yapılan yolculuklar. Müziğin tadı en çok bu yolculuklarda alınır. Yolculuk söz konusu olduğunda ise vazgeçilmez yol arkadaşım Loreena McKennitt`tir. Loreena`nın büyülü ve masalsı şarkıları ile sonsuza dek sürecek bir seyahati göze alabilirmişim gibi gelir bana. Kıvrıla kıvrıla giden bomboş yollar, hızla geride kalan ağaçlar, dağlar, tepeler ve Loreena`nın insanı bir masalın içine doğru çeken zengin ve dingin müziği. Özellikle onun `Trans Siberian Express` treniyle yaptığı yolculuğun eseri olan `The Book Of Secrets` albümündeki hayatın `doluluğunu` hissettiren ve insana dünyanın tüm seslerini bir anda duyuyor intibaı veren şarkıları...

Bana yol arkadaşlığı yapan bir başka sanatçı da Chris de Burgh`dür. Şarkılarında kimi zaman romantik bir aşk hikâyesi kimi zaman mistik bir masal, bazen fantastik bir öykü anlatan; ama illa ki insanı alıp uzaklara götüren Chris de Burgh... Yalnız yolculuklarda değil, yazma zamanları dışında, kendime ayırdığım `uzlet`lerin zenginlik kaynağı olarak görürüm ben müziği. Fakat bu zenginliği, asla başka bir uğraşın `fon`u olarak düşünmem.

Müzik dinlemek, kendi başına bir `uğraş` olmalıdır. Tıpkı yazmak, okumak ya da bir tamirat işiyle uğraşmak gibi... `Vazgeçilmezler` listemde bulunan Edith Piaf, Charles Aznavour, İncesaz ve Dilek Türkan, Melihat Gülses, Celine Dion, Joan Baez ve Kitaro gibi isimlere, son zamanlarda, Ömer Faruk Tekbilek, Aziza Mustafa Zadeh, Anjelika Akbar, Burhan Öçal gibi isimler de eklendi. Tanıdığım her yeni sanatçının, bende bir şeylere karşılık geldiğini fark ediyorum. Müziğin gücü ve büyüsü de burada olmalı. Dünyanın uzak bir ülkesinden, dili, dini, hayat felsefesi başka başka sanatçıların söylediği şarkılar, gelip bizi buluyor; hatıralarımızı canlandırıyor, önümüzde hayaller açıyor ve hayatımıza renkler katıyor. Oysa ortada yalnız sesler var...

Bu, biraz da bizim iç zenginliğimiz, o seslere hazır oluşumuzla ilgili. Hayat tecrübelerimiz ne kadar zenginse bir sanat eserinden alacağımız tat da o kadar artıyor. Bu müzikte de böyle, bir edebiyat eserinde de. Biz hazır değilsek ne şarkılar bir şey söyler, ne de şiirler yahut romanlar...

Bu bir hafta sonu yazısı oldu. Ben de zaten öyle bir şey yazmak istemiştim.

Gecenin 3’ünde müzik yazısı yazmamın nedeni bu işte.

Gürültüden ve patırtıdan uzak, düşlerimdeki müziğimle yazımı yazmak için.

Pazartesi günü görüşene değin esen kalın.


Müfit Semih Baylan
Editör


Yazıyı Tavsiye Et

Yorumlar


Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.