ISSN: 1301 - 3971
Yıl: 18      Sayı: 1929
Şu an 15 müzisyen gazete okuyor
Müzik ON OFF

Günün Mesajları


♪ Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anarken, ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını en coşkun ifadelerle kutluyoruz.
Mavi Nota - 28.10.2023


♪ Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinin Eğitim Programları Sorunları
Gülşah Sargın Kaptaş - 28.10.2023


♪ GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!
Mavi Nota - 07.02.2023


♪ 30 yıl sonra karşılaşmak çok güzel Kurtuluş, teveccüh etmişsin çok teşekkür ederim. Nerelerdesin? Bilgi verirsen sevinirim, selamlar, sevgiler.
M.Semih Baylan - 08.01.2023


♪ Değerli Müfit hocama en içten sevgi saygılarımı iletin lütfen .Üniversite yıllarımda özel radyo yayıncılığı yaptım.1994 yılında derginin bu daldaki ödülüne layık görülmüştüm evde yıllar sonra plaketi buldum hadi bir internetten arayayım dediğimde ikinci büyük şoku yaşadım 1994 de verdiği ödülü değerli hocam arşivinde fotoğraf larımız ile yayınlamaya devam ediyor.ne büyük bir emek emeği geçen herkese en derin saygılarımı sunarım.Ne olur hocamın ellerinden benim için öpün.
Kurtuluş Çelebi - 07.01.2023


♪ 18. yılımız kutlu olsun
Mavi Nota - 23.11.2022


♪ Biliyorum Cüneyt bey, yazımda da böyle bir şey demedim zaten.
editör - 20.11.2022


♪ sayın müfit bey bilgilerinizi kontrol edi 6440 sayılı cso kurulrş kanununda 4 b diye bir tanım yoktur
CÜNEYT BALKIZ - 14.11.2022


♪ Sayın Cüneyt Balkız, yazımda öncelikle bütün 4B’li sanatçıların kadroya alınmaları hususunu önemle belirtirken, bundan sonra orkestraları 6940 sayılı CSO kanunu kapsamında, DOB ve DT’de kendi kuruluş yasasına, diğer toplulukların da kendi yönetmeliklerine göre alımların gerçekleştirilmesi konusuna da önemle dikkat çektim!
editör - 13.11.2022


♪ 4bliler kadro bekliyor başlıklı yazınızda sanki 4 bliler devre dışı bırakılmış gibi izlenim doğuyor obür kamu kurulrşlarında olduğu gibi kayıtsız şartsız kadroya geçecekler yıllardır sanat kurumlarımızı sırtlayan bu sanatçılarımıza sınav istemek yapılacak en büyük kötülüktür bilginize
CÜNEYT BALKIZ - 12.11.2022


Tüm Mesajlar

Anket


DOB, DT ve GSGM'de 4B kadrosunda çalışanların 4A kadrosuna alınmaları için;

Sonuçları Gör

Geçmişteki Anketler

Tavsiye Et




Tavsiye etmek için sisteme girmeniz gerekmektedir.

Destekleyenlerimiz






 

Yazılar


Türkiye'de Cumhuriyet döneminde yetişen piyanistlerin ülkemizde klasik müzik etkinlikleri ve piyano eğitimine ilişkin görüşleri üzerine bir çalışmaSayı: 477 - 16.01.2008


Elif KODAK
Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Balıkesir.


Özet

Bu çalışmanın amacı, Cumhuriyet Döneminde yetişen piyanistlerimizin Türkiye’de klasikmüzik etkinliklerinin ve piyano eğitiminin günümüzdeki durumuna ilişkin görüşlerini alaraköğrencilerin ve eğitimcilerin bu görüşlerden yararlanmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda,örneklem grubunda yer alan piyano sanatçılarımızdan, sözlü görüşme (mülakat) tekniği ileveriler alınmış, elde edilen veriler işlenerek yorumlanmıştır. Böylece Türkiye’de piyanoeğitiminin günümüzde gelmiş olduğu nokta belirlenmeye çalışılmıştır. Sanatçılarımız, ülkemizdeevrensel müziğin gelişip yaygınlaşması için özellikle eğitim alanında yapılacak düzenlemeleredeğinmişlerdir. Bu doğrultuda okullarda seri konserlerin, konferansların verilmesi, orkestraprovalarına okullardan öğrencilerin götürülmesi, okullarda müzik dinleme dersleri verilmesi,müzik eğitimi veren kurumların yaygınlaştırılması öne çıkan görüşlerdir. Piyano eğitimi alanındaise, piyanistlerimizin yurt içinde ve yurt dışında aldıkları eğitim sonucu kazandıkları birikiminözellikle lisansüstü düzeyde öğrenciler ile paylaşmaları önemli görülmektedir.Anahtar Kelimeler: Piyano, Piyanist, Piyano Eğitimi

A WORK ON THE OPINIONS OF THE PIANISTS ABOUT THE
CLASSICAL MUSIC ACTIVITIES IN OUR COUNTRY AND THEPIANO EDUCATION WHO GREW IN THE REPUBLIC PERIODIN TURKEY

Abstract


The purpose of this article is to take the opinions of our pianists, about the classical music
activities in Turkey and the today’s situation of the piano education, who grew in the RepublicPeriod and providing the students and the educationalists to utilize these opinions. In the way ofthis purpose, some data are taken from our pianists who are in the sample group by the interviewtechnique and these data are commented by processing. So it is tried to be determined the pointwhich the piano education in Turkey came. For the improvement and growing of universal music,our artists touch on the regulations which are especially about education field. For this reason,serial concerts and conferences in the schools, taking students to the orchestra rehearsals,listening to music lessons in the schools, growing the foundations which give education of musicare the primarily thought ideas. And in the field of piano education, it is important that sharingthe savings which our pianists gain as a result of education in our country or abroad withespecially the postgraduate students.Key words: Piano, Pianist, Piano Education 720
Elif KODAK Ekim 2007 Cilt:15 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

1. Giriş


Piyano, 19. yüzyılda F.Schubert, F.Chopin, R.Schumann gibi besteci-piyanistler sayesinde Avrupa’da Romantik dönemin en gözde çalgısı haline gelmiştir. Ancak
Macar besteci ve piyanist Franz Liszt’ten (1811–1876) önce piyano eğitiminde kurallıbir sistem uygulanmamıştır.(1) Liszt, 1846 yılında İstanbul’da da bir konservermiştir.(2) Bu tarihten sonra, Cumhuriyet dönemine kadar, Türkiye’de piyanoeğitiminin Franz Liszt’in, dolayısıyla Macar ekolünün etkisinde geliştiği söylenebilir. İstanbul’da Liszt’in son dönem öğrencilerinden Hedye Hegei, İzmir’de ise MacarTevfik lakaplı Alessandro Voltan uzun yıllar piyano eğitimciliği yapmıştır. Yine Macarekolünün temsilcilerinden olan Karl Berger de keman eğitimciliğinin yanı sıra İstanbulmüzik yaşamında çeşitli alanlarda etkinlik göstermiş, Türk müzik kültürüne uzun yıllarhizmet eden Ferhunde (Erkin) ve Necdet Remzi Atak’a ilk derslerini vermiştir.(3)Cumhuriyet’in ilanının ardından, pek çok alanda olduğu gibi müzik alanında da yenibir politika izlenmeye başlanmıştır. 1924 yılında Musiki Muallim Mektebi kurulmuş,yine aynı yıl Müzika-i Hümayun Ankara’ya taşınarak Riyaseti Cumhur Musiki Heyetiadını almıştır. 1925 yılında ise öğrenim görmek üzere yurt dışına, özellikle Paris’eöğrenciler gönderilmiştir. 1927’den itibaren ülkeye dönen bu müzikçiler MusikiMuallim Mektebi’nde göreve başlamışlar; eğitici, yorumcu veya besteci olarak uzunyıllar Türkiye müzik yaşamına katkıda bulunmuşlardır. Cumhuriyet’in kuruluşunun ilkyıllarında atılan bu önemli adımların, Türkiye Cumhuriyeti’nde müzik eğitiminin vemüzik yaşantısının temellerini oluşturduğu söylenebilir. Bu dönemde orkestrakonserlerinin yanı sıra oda müziği konserleri ve resitaller de özellikle iki büyük kentte(İstanbul ve Ankara) gündelik yaşamın bir parçası haline gelmeye başlamıştır. Bukonserler içinde piyano; gerek solo, gerek eşlikçi, gerekse orkestra solisti olarak önemlibir yer tutmaktaydı.

Cumhuriyet’in ilanının ardından müzik eğitimi amacıyla yurt dışına gönderilen
öğrencilerin büyük çoğunluğu eğitimlerini Fransa ve Almanya’da sürdürmüşlerdir.Bunun sonucunda Fransız ve Alman ekolleri Türk müzik yaşamına, dolayısıyla piyanoeğitimine hakim olmaya başlamıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında piyano eğitimiaçısından Ankara ve İstanbul iki önemli merkez olarak öne çıkmaktaydı. İstanbul’da piyano eğitiminden söz edildiğinde en önemli iki isim Cemal Reşit Rey (1904-1985) veFerdi Ştatzer’dir. Cemal Reşit Rey, Paris’teki öğrenimi sırasında, o sıralar ParisKonservatuarı müdürü olan Gabriel Faure’ye çalma fırsatı bulmuş ve onun aracılığı ileDebussy’nin öğrencisi Marguerite Long ile çalışmaya başlamıştır. (4) 1923 yılında bukurumdan mezun olan Rey, İstanbul Belediye Konservatuarı’na piyano eğitimcisi olarak davet edilmiştir. Rey’in öğrencileri arasında Aydın Karlıbel, Vedat Kosal ve TuluyhanUğurlu gibi piyanistlerimiz bulunmaktadır. Viyana “Hoch-schule für Musik” okulundaFriedrich Wührer ve Franz Schmidt’in öğrencisi olan Ferdi Ştatzer ise 1932 yılındaTürkiye’ye gelmiş, İstanbul Belediye Konservatuarı’nda uzun yıllar piyano eğitimciliği görevini sürdürmüştür.(5) Ferdi Ştatzer; Ayşegül Sarıca, Arın Karamürsel, Verda Erman, Meral Güneyman gibi dünyaca ünlü piyanistlerimizin eğitimciliğiniüstlenmiştir.


Yurt dışında eğitim alarak Türkiye’ye dönen gençler daha çok Ankara’daki kurumlarda görev aldıklarından, Cumhuriyet dönemi müzik yaşantısında Ankara’nın daha hızlı bir gelişim gösterdiği söylenebilir. Senfoni orkestrasınınverdiği konserlerin yanı sıra; gerek  Milli Kütüphane’de, gerekse konservatuarın kendi salonunda verilen konserler ile Ankara’nın hareketli bir müzik yaşantısıvardı. Bu dönemde Ankara’da piyano eğitiminde öne çıkan en önemli isimlerFerhunde Erkin (Doğ.1909) ve Mithat Fenmen (1916-1982)’dir. Ferhunde Erkin, bir süre, İstanbul’da keman eğitimcisi Karl Berger ile çalışmış, daha sonra Almanya’yagiderek Otto Weinreich’in öğrencisi olmuştur. Almanya’dan döndükten sonra, 1931yılında Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde piyano öğretmeni olarak görevalmıştır. Ankara Devlet Konservatuarı’nın kurulmasının ardından eğitimcilikgörevine bu kurumda devam eden Ferhunde Erkin, aynı zamanda konser kariyerinide solist ve eşlikçi olarak uzun yıllar sürdürmüş, birçok eserin Türkiye’de ilkseslendirilişini gerçekleştirmiştir. Dünyaca ünlü piyanistimiz Hüseyin Sermet, Ferhunde Erkin’in öğrencisidir. Piyano eğitimine Cemal Reşit Rey’in öğrencisi olarak başlayan Mithat Fenmenise 1934 yılında gittiği Paris’te dünyaca ünlü piyanist Alfred Cortot ile çalışmafırsatı bulmuştur. 1939 yılında Türkiye’ye dönmüş ve Ankara DevletKonservatuarı’nda piyano öğretmeni olarak görev almıştır. Uzun yıllar öğretmen veidareci olarak bu kurumdaki görevini sürdüren Fenmen, piyano eğitimciliğinin yanısıra piyano sanatçısı olarak da kariyerini sürdürmüştür. (6) Fenmen’in yetiştirdiğiöğrenciler arasında İdil Biret, Gülsin Onay, Güher-Süher Pekinel ve Fazıl Say gibi günümüzde ülkemizi yurt dışında temsil eden önemli isimler bulunmaktadır.1970 ortalarından itibaren Ankara’da piyano eğitiminde öne çıkan isimlerden biri de geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Kamuran Gündemir’dir. Gündemir (1935-2006), piyano eğitimine Ankara Devlet Konservatuarı’nda Ferhunde Erkin ile başlamış, 1958 yılında Paris’e giderek, eğitimini Paris Konservatuarı’nda (AlfredCortot gibi) Louis Diemer’in öğrencisi olan Lazare Levy ile sürdürmüştür. 1963 yılında Türkiye’ye dönerek Ankara Devlet Konservatuarı’nda eğiticilik görevinebaşlayan Gündemir, öğrencilerinin uluslararası alanda başarıyı yakalamalarında önemli rol oynamıştır. Gündemir’in öğrencileri arasında Fazıl Say, Muhiddin Dürrüoğlu Demiriz, Emre Elivar ve henüz kariyerlerinin çok başında olan Emrecan Yavuz ve Mertol Demirelli bulunmaktadır.

1950’den sonra, ilk eğitimini Türkiye’de alan pek çok piyano öğrencisi
öğrenimlerini yurt dışında, özellikle Paris ve Almanya’da sürdürmüşlerdir. Bu piyanistlerin bir kısmı Türkiye’ye dönerek hem eğitimci hem de konser piyanistiolarak çalışmalarını sürdürmüş, bir kısmı ise yurt dışına yerleşerek kariyerlerine orada devam etmişlerdir. Yurt dışında eğitim alan piyano öğrencilerinineğitimlerine katkıda bulunan piyanistler arasında Wilhelm Kempff, Alfred Cortot,Nadia Boulanger, Lazare Levy, Lucette Descaves, David Levine, Rudolf Serkin,Claudio Arrau, Pierre Sancan ve Friedrich Wührer gibi dünyaca ünlü isimler bulunmaktadır.

Yurt içinde ve yurt dışında piyano eğitimini tamamlayan birçok piyanistimiz,
Türkiye’de ve yurtdışında konserler vererek veya çeşitli kurumlarda eğitimcilik göreviile kariyerlerini devam ettirmektedirler. Konser kariyerlerini aktif olarak sürdürenpiyanistlerimizin sayısı göz önüne alındığında, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, müzikalanında Atatürk önderliğinde atılan adımların, oldukça sevindirici sonuçlara ulaştığı görülmektedir. Piyanistlerimizin Türkiye’de ve yurt dışında aldıkları eğitim sonucukazandıkları birikimi konserler aracılığı ile Türk halkına, verecekleri eğitim ile gençpiyanistlere aktarmaları beklenmektedir. Bu sebeple, ülkemizde CumhuriyetDöneminde piyano eğitiminin hangi eğitimcilerin önderliğinde, hangi temellere dayanarak geliştiğinin ortaya konması ve sanatçılarımızın ülkemizde klasik müzik etkinliklerine ve piyano eğitimine ilişkin görüşlerinin paylaşılması yararlı görülmüştür.

2. Problemler

1. Türkiye’de Cumhuriyet döneminde yetişen solist piyanistlerimizin ülkemizde
evrensel müziğin gelişip yaygınlaşması konusunda tavsiyeleri nelerdir?

2. Türkiye’de Cumhuriyet döneminde yetişen solist piyanistlerimizin piyano
eğitimcilerine ve öğrencilerine tavsiyeleri nelerdir?

3. Yöntem

3.1. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini; ülkemizde Cumhuriyet döneminde yetişen piyano
sanatçılarımız oluşturmaktadır. Görüşme yapılması planlanan örneklem grubuna bupiyanistlerin içinden seçilen on kişi alınmıştır. Örneklem grubu seçilirken daha fazla veri elde etmek amacı ile farklı kuşaklardan piyanistler seçilmiş, bu seçim sırasında farklı alanlara yönelmiş (konser piyanistliği, bestecilik veya piyano eğitimciliği)sanatçıların örneklem grubuna alınmasına dikkat edilmiştir.

3.2. Verilerin ToplanmasıAraştırmada verilerin elde edilmesinde sözlü görüşme (mülakat) tekniğinden yararlanılmıştır. Oluşturulan soruların örneklem grubundaki ilgililere yöneltilmesisırasında, yapılanmış görüşme gereği, görüşülenlere aynı sorular yöneltilmiş, böylece sonuçların karşılaştırılarak güvenilir yargılara varılması amaçlanmıştır.

3.3. Verilerin İşlenmesi ve Çözümlenmesi

Araştırmada görüşmelerden elde edilen bulgular değerlendirilerek ulaşılan sonuçlar
tablolar halinde gösterilmiş ve yorumlanmıştır.

4. Bulgular ve YorumBu bölümde, örneklem grubunda yer alan piyanistlerimiz ile yapılan görüşmelerden elde edilen bulgular tablolar halinde gösterilerek yorumlanmıştır.

Çizelge 4.1. Piyanistlerimiz ile yapılan görüşmelerin tarihleri ve görüşme yerleri.
S.No      
Adı Soyadı        Görüşme Tarihi            Görüşme Yeri
1         Ayşegül Sarıca        01 Ekim 2004               Eskişehir
2        İdil Biret                  07 Ocak 2005                 İzmir
3        Verda Erman           02 Aralık 2004                Bursa
4        Gülsin Onay            24 Şubat 2005                Bursa
5        Hüseyin Sermet       28 Ekim 2004               Ankara
6        Fazıl Say                  29 Eylül 2004                 Bursa
       Türev Berki            12 Şubat 2005                Ankara
8        Toros Can                30 Ekim 2004               Eskişehir
9        Özgür Aydın            02 Aralık 2004               Bursa
10       Hande Dalkılıç        10 Şubat 2005                Ankara

Çizelge 4.1.’de görüldüğü gibi, örneklem grubunda yer alan piyanistlerimiz ile
yapılan görüşmeler 29 Eylül 2004-24 Şubat 2005 tarihleri arasında Ankara, Bursa,Eskişehir ve İzmir’de gerçekleştirilmiştir.

Çizelge 4.2. Piyanistlerimizin ülkemizde evrensel müziğin gelişipyaygınlaşmasında izlenebilecek yöntemler konusundaki önerileri.

Görüşler f %
Küçük yaşta verilecek eğitim ile tanıtılıp sevdirilmelidir.
3 30

Basında, radyo ve televizyonlarda daha sık yer verilmelidir.
2 20
Klasik müziğin halka akıllıca tanıtıldığı, açıklamalı konserler düzenlenmelidir.
2 20
Okul müfredatlarına alınmalı, radyo ve televizyonlarda eğitici programlar yapılmalıdır.
2 20
Zamanla gelişecektir. 1 10

Toplam 10 100

Çizelge 4.2.’de, sanatçılarımızın ülkemizde evrensel müziğin gelişip yaygınlaşmasında
izlenecek yöntemlere ilişkin görüşleri önem sırasına göre düzenlenmiştir.Sanatçılarımızın %30’u, klasik müzik etkinliklerine ilginin arttırılması ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesi amacıyla temel eğitimin alındığı küçük yaşlardan itibaren eğitim sisteminin düzenlenmesi gerektiği konusuna değinmiştir. Sanatçılarımız çocukların küçük yaştan itibaren klasik müzik hakkında bilgilendirilmesi, bu tür müzik dinlemeye alıştırılması gerektiği görüşünü belirtmişlerdir. Sanatçılarımızın %20’si isegazetelerde, radyo ve televizyonda klasik müzik konserlerine daha çok yer verilmesi, konser etkinliklerinin basın yolu ile duyurulması, ayrıca konser eleştirilerine yerverilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir. Piyanistlerimizin %20’si, bu konudasanatçılara da görevler düştüğü, sanatçıların konserlerinde eser ve besteci ile ilgilibilgilere yer vermelerinin önemli olduğu görüşündedir. Sanatçılarımızın %20’si ise okul müfredatlarına alınması, radyo ve televizyonlarda eğitici programlara yer verilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir. Bu durumda ülkemizde evrensel müziğin gelişip yaygınlaşması için işe öncelikle eğitim ile başlanması ve basın yolu ile daha iyi duyurulması gerektiği söylenebilir.

Görüşme yapılan piyanistlerimizin bir kısmı eğitim kurumlarımızda eğitimcilik
görevlerine devam etmekte ve yeni öğrenciler yetiştirmektedir. Sanatçılarımıza, bu deneyimlerinden ve kendi eğitim yaşantılarından yola çıkarak piyano eğitimcilerine veöğrencilerine neler tavsiye ettikleri sorulmuş, alınan cevaplar içinde ağırlık kazananlarÇizelge 4.2.3. ve Çizelge 4.2.4.’te gösterilmiştir.

Çizelge 4.3. Piyanistlerimizin piyano eğitimcilerine tavsiyeleri.
Görüşler f %
Hoşgörülü ve anlayışlı olmalı 3 30
Sabırlı olmalı 1 10
Piyano çalışmaya ve araştırmaya devam etmeli 2 20
(Yanıtlamayan) 4 40
Toplam 10 100

Çizelge 4.3.’te görüldüğü gibi, sanatçılarımızdan %30’u, eğitimcilerin öncelikle bir
eğitimcinin hoşgörülü olması, öğrencilerini anlamaya çalışması gerektiğini, %10’uhatalar karşısında sabırlı davranarak aşırı tepkiler vermemesi gerektiğini, %20’si iseeğitimcilerin piyano çalışmalarını bırakmamaları, özellikle öğrencileri ile çalışacakları eserleri iyi bilmeleri ve bu eserlere hakim olmaları gerektiğine değinmişledir. Budurumda, eğitimcilerin hoşgörülü olmaları gerektiği görüşünün öne çıktığı söylenebilir. Sanatçılarımızın bir kısmı (%40) ise bu soruyu yanıtlamamıştır. Bu durum, bazı sanatçılarımızın eğitimcilik görevi üstlenmemeleri ile açıklanabilir.

Çizelge 4.4. Piyanistlerimizin piyano öğrencilerine tavsiyeleri.
Görüşler f %
Çok çalışmalı, yaptığı işi sevmeli 3 30
Bilinçli çalışmalı 1 10
İyi piyanistleri dinlemeli, çok konsere gitmeli 2 20
Alçakgönüllü olmalı 1 10
Müzikte mükemmele ulaşmak için çalışmalı 1 10
(Yanıtlamayan) 2 20
Toplam 10 100

Çizelge 4.4’te görülebileceği gibi piyanistlerimiz öğrencilere başarıya ulaşmak için öncelikle çok çalışmaları gerektiğini hatırlatmaktadırlar (%30). Ancak çok çalışmanıntek başına yeterli olmayacağı; bu çalışmaların, ne istediğini bilerek yapılan, bilinçli ve planlı çalışmalar olması (%10), çalışmaların amacının müzikte mükemmele ulaşmak olması gerektiği (%10) de belirtilmiştir. Sanatçılarımızın değindiği bir diğer nokta da konserleri takip ederek canlı performansları izlemenin, ayrıca iyi yorumcuların kayıtlarını dinlemenin de çalışmalara olumlu katkısı olacağıdır.(%20). Kazanılan başarılar karşısında alçak gönüllü davranmaları gerektiği de belirtilen görüşlerarasındadır.(%10). Bu durumda, öğrencilerin başarıya ulaşmak için çok ve bilinçli çalışmaları gerektiği, ayrıca dinleme yolu ile de kendilerini geliştirmeleri gerektiği söylenebilir. İki sanatçımız ise bu soruyu yanıtlamamıştır.

5. Sonuç ve Öneriler

Ülkemizde klasik müzik alanında gelinen nokta günümüzde çeşitli yönleri ile değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme, çoğunlukla sanatçılar, ortaya koyduklarıyorum veya düzenlenen etkinlikler kapsamında düşünülmektedir. Bu araştırmada, klasik müzik etkinlikleri ve izleyicinin ilgisi bakımından Türkiye’deki genel durumun sanatçıgözü ile değerlendirilmesi gerekli görülmüştür. Ülkemizde evrensel müziğin gelişip yaygınlaşması için izlenebilecek yöntemler konusunda piyanistlerimizin önerileriöncelikle eğitim alanında yapılacak düzenlemeleri içermektedir. Bu doğrultuda okullarda seri konserler, konferanslar verilebilir, orkestra provalarına okullardan öğrenciler götürülebilir, okullarda müzik dinleme dersleri verilebilir. Ayrıca müzikeğitimi veren kurumlar yaygınlaştırılmalıdır. Sanatçılar devlet tarafından desteklenmeli, bölgesel orkestralar, çok sesli korolar kurulmalı, konser salonları yapılmalıdır. Etkinlikler medya tarafından daha iyi duyurulmalı, radyo ve televizyonda klasik müzikiçerikli programlara ağırlık verilmeli, CD’ler düzenli olarak dağıtılmalıdır. Sanatçılarında açıklamalı konserlere yer vermeleri, yalnızca popüler eserleri değil, klasik müziği eniyi şekilde tanıtacak eserleri seslendirerek ülkemizde bu tür müziğin yaygınlaşmasına katkıda bulunmaları beklenmektedir.

Görüşmeler sırasında sanatçılarımıza piyano eğitimcilerine ve öğrencilerine tavsiyeve önerilerinin neler olduğu sorulmuştur. Bu tavsiye ve öneriler doğrultusunda, piyano eğitimcilerinin öğrencilerin hatalarını sebepleri ile birlikte uygun bir dille anlatmaları,hoşgörülü olmaları, öğrencileri ile iletişim kurmaları ve onları anlamaya çalışmaları gerektiği ortaya çıkmıştır. Piyano eğitimcilerine önerilen bir diğer nokta ise alanlarında araştırma yapmayı sürdürmeleri ve piyanist kimliklerini korumalarıdır. Piyano öğrencilerine ise yaptıkları işi sevmeleri ve çok çalışmalarının yanı sıra hedeflerini iyi belirlemeleri, başarıları karşısında alçak gönüllü davranmaları, deşifre, oda müziği, teknik ve pedal çalışmalarına önem vermeleri, şancılara eşlik etmeleri ve konserleri takip etmeleri önerilmektedir.

Son yıllarda bazı piyanistlerimizin Türkiye’ye yerleşerek müzik eğitimi veren kurumlarda eğitimci olarak görev almaları oldukça sevindiricidir. Bu sayedesanatçılarımız Türkiye’de ve yurt dışında aldıkları eğitim sonucu oluşan birikimlerini ve deneyimlerini genç piyanistlere aktarabilmektedirler. Sanatçılarımızın özellikle yüksek lisans ve doktora programlarında eğitimci olarak görev almaları faydalı olacaktır. Elbette bütün piyanistlerimizin eğitimcilik görevi üstlenmeleri mümkün değildir. Ancak sanatçılarımızın Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde, okullarda veya salonlarda konserlervererek eğitim sürecine katkıda bulunmaları sağlanmalıdır. Bunun için konsersalonlarının sayısı arttırılmalı, piyano bulunmayan salonlara piyano alınmalıdır. Düzenlenen etkinlikler radyo ve televizyonda duyurularak katılım sağlanmalıdır.

Konserlerde, seslendirilen eserin bestecisi ve dönemi hakkında açıklamalara yerverilmeli, bu sayede dinleyicinin çalınan eseri daha bilinçli dinlemesi sağlanmalıdır.Türk bestecilerin eserlerinin notalarının basımı gerçekleştirilmeli, orkestra konserlerindeveya resitallerde bu eserler daha sık seslendirilerek tanıtılmalıdır.Çok sesli müziğin gelişip yaygınlaşması, öncelikle küçük yaşta verilecek temeleğitim ile mümkündür. Bu amaçla okullarda konserler verilmeli, öğrenciler orkestraprovalarına götürülmeli, müzik derslerinde zevk eğitimine önem verilmelidir. Müziköğretmeni derslerde kayıtlardan eserler dinletmeli veya bireysel çalgısı ile örnekler seslendirmelidir.

Radyo ve televizyonlarda tanıtıcı ve eğitici programlara daha sık yer verilmelidir. Bu programlara bestecilerimiz ve solistlerimiz konuk edilerek çeşitli dönemlerden bestecilerin yanı sıra Türk bestecilerin eserlerinden örnekler tanıtılmalıdır.Sanatçılarımız gerek konserleri, gerekse gerçekleştirilecek söyleşiler ile basın-yayınorganlarında daha sık yer almalı, bu sayede seslerini daha geniş kitlelere duyurabilmelidirler. Senfoni orkestraları sezon içerisinde düzenli olarak gençsanatçılarımıza eşlik etmelidirler.

Bu öneriler doğrultusunda piyano eğitimi sürecinin daha verimli hale getirilebileceği ve ülkemizde çok sesli müziğin gelişip yaygınlaşması yönünde yapılan çalışmaların hız kazanacağı düşünülmektedir.

Kaynaklar

1. Karaesmen E., Kamuran Gündemir, Piyanist, Hoca ve Cumhuriyet Aydını,Sevda Cenap And Müzik Vakfı Yayınları, Ankara 2002, s. 115.
2. Gazimihal M. Ragıp, Türk Askeri Muzıkaları Tarihi, Maarif Basımevi, İstanbul1955, s. 127.
3. Ali F., Ferhunde Erkin, Tuşlar Arasında, Ankara 2000, s. 26.
4. Güner E., Cemal Reşit Rey’in Yaşamı ve Piyano Yapıtlarına DerinYaklaşımlar, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (YayımlanmamışYüksek Lisans Tezi), Ankara 2000. s. 5.
5. Fenmen M., Piyanistin Kitabı, yay.y, Ankara 1947, s. 160.
6. Özmenteş G., Mithat Fenmen, Yaşamı, Sanatçılığı, Eğitimciliği ve ÇoksesliTürk Sanat Müziğindeki Yeri, Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim BilimleriEnstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir, 1999.



Kaynak: http://www.ksef.gazi.edu.tr/dergi/pdf/Cilt-15-No2-2007Ekim/ekodak.pdf



Yazıyı Tavsiye Et

Yorumlar


Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.