Yazılar

Kuşağının en büyük tenoru olarak gösterilen İtalyan sanatçı Luciano Pavarotti 71 yaşında öldü.Sayı: 389 - 07.09.2007

Yeni yayın dönemine başladığımız bu hafta içinde aldığımız iki ölüm haberi gerçekten derinden etkiledi bizi. İlki Malatya İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik eğitimi Anabilim Dali Öğretim üyelerinden değerli eğitimci  Adil Vural’ın ölüm haberiydi. Geçtiğimiz hafta Cuma gecesi yani tam bir hafta önce geçirdiği kalp krizi sonucunda kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Tip Fakültesi Eğitim ve araştırma hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Tabii acımız çok büyük. Adil Vural gibi değerli kişiler koley yetişmiyor. Önemli olan da yerinin dolup dolamayacağı konusu kuşkusuz.

Değerli hocamız Adil Vural’ın vefatından duyduğumuz üzüntüyü bir kez daha dile getirdikten sonra, kendisine Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, mesai arkadaşlarına ve öğrencilerine başsağlığı diliyorum.

Bu arada Mavi Nota olarak değerli Hocamız Adil Vural’ın anısına arşivimizde bulunan bir yazısını “değerli anısı” için yayımlıyorum.

***

Hafta bitiminde yani bugün biraz önce posta kutumuza düşen bir haberde ise yine müzik dünyasından büyük bir devin kaydığını öğrendim.

Evet, Luciana Pavarotti, 71 yaşında vefat etti.

Pavarotti'nin ölüm haberi, menajeri Terri Robson tarafından açıklandı. Ünlü sanatçının, İtalya'nın Modena kentindeki evinde bu sabah erken saatlerde öldüğünü duyuran Robson, "Maestro, ölümüne neden olan pankreas kanserine karşı uzun ve zorlu bir savaş verdi" dedi.

Sesinin yanı sıra dünya genelindeki stadyumlarda on binlerce kişiye verdiği konserler ve düet albümleriyle iz bırakan "Büyük Luciano" Pavarotti, sanat çevrelerinin dikkatini ilk kez sahne aldığı Covent Garden'da 1963 yılında çekti.

Eleştirmenler tarafından sanatsal yönü daha gelişmiş olarak gösterilen Domingo dahil bazı tenorların erişemediği doğal yeteneğe ve sempatikliğe sahip olan Pavarotti, Enrico Caruso ile başlayan 20. yüzyıl opera tarihinin en büyük yıldızlarından biri olarak göze çarpıyor.Sanat kariyerini, "Evet Giorgio" ile "Rigoletto" filmlerinde rol alarak süsleyen, ancak beyaz perdede istediğini bulamayan Pavarotti, "Ben, Luciano Pavarotti" adlı otobiyogrofisini de kaleme aldı.

Dünya genelinde hayran kitlesi oluşturan Pavarotti, sıcak gülümsemesiyle, Napoliten folk şarkılarını söylediği sırada terini sildiği beyaz mendiliyle, pop şarkıcılarıyla yaptığı düetlerle, on binlerce kişiye hitap ettiği stadyum konserleriyle, Bosna savaşı sırasında U2'nin solisti Bono'yla düzenlediği konserle ve neşeli Noel şarkılarıyla Pekin'den Buenos Aires'e tüm sevenlerinin kalbinde iz bıraktı.

Şimdi benim burada Pavarotti için uzun uzun methiyeler düzmemin, siz de takdir edersiniz ki çok büyük bir esprisi yok. Zaten kendini dünya çapında ispatlamış bir sanatçı idi Pavarotti. Sonuç olarak benim burada söylemek istediğim şey ise, gerek ülkemizde gerekse dünyada yaşamlarını noktalayarak aramızdan ayrılan bu değerlerin yokluğunun çok çabuk hissedildiğidir.

Yazımı burada noktalarken, sizin yapacağınız şey ise yukarıdaki videoyu tıklayarak Luciano Pavarotti’nin seslendirdiği benim de çok beğenerek dinlediğim Schubert’in Ava Maria adlı şarkıyı bir kez daha dinlemek.

Pazartesi günü görüşene değin esen kalın, sevgiyle kalın.



Müfit Semih Baylan
Editör

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.