ISSN: 1301 - 3971
Yıl: 18      Sayı: 1991
Şu an 328 müzisyen gazete okuyor
Müzik ON OFF

Günün Mesajları


♪ Kültür bakanlığı sınavında. Ankara thm koro şefi kızını aldı. Urfa korusu şefi kayın biraderini aldı. İstanbul korosu şefi oğlu ve yeğenini aldı. ilginizi çekerse detay verebilirim
ttnet arena - 09.07.2024


♪ Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anarken, ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını en coşkun ifadelerle kutluyoruz.
Mavi Nota - 28.10.2023


♪ Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinin Eğitim Programları Sorunları
Gülşah Sargın Kaptaş - 28.10.2023


♪ GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!
Mavi Nota - 07.02.2023


♪ 30 yıl sonra karşılaşmak çok güzel Kurtuluş, teveccüh etmişsin çok teşekkür ederim. Nerelerdesin? Bilgi verirsen sevinirim, selamlar, sevgiler.
M.Semih Baylan - 08.01.2023


♪ Değerli Müfit hocama en içten sevgi saygılarımı iletin lütfen .Üniversite yıllarımda özel radyo yayıncılığı yaptım.1994 yılında derginin bu daldaki ödülüne layık görülmüştüm evde yıllar sonra plaketi buldum hadi bir internetten arayayım dediğimde ikinci büyük şoku yaşadım 1994 de verdiği ödülü değerli hocam arşivinde fotoğraf larımız ile yayınlamaya devam ediyor.ne büyük bir emek emeği geçen herkese en derin saygılarımı sunarım.Ne olur hocamın ellerinden benim için öpün.
Kurtuluş Çelebi - 07.01.2023


♪ 18. yılımız kutlu olsun
Mavi Nota - 24.11.2022


♪ Biliyorum Cüneyt bey, yazımda da böyle bir şey demedim zaten.
editör - 20.11.2022


♪ sayın müfit bey bilgilerinizi kontrol edi 6440 sayılı cso kurulrş kanununda 4 b diye bir tanım yoktur
CÜNEYT BALKIZ - 15.11.2022


♪ Sayın Cüneyt Balkız, yazımda öncelikle bütün 4B’li sanatçıların kadroya alınmaları hususunu önemle belirtirken, bundan sonra orkestraları 6940 sayılı CSO kanunu kapsamında, DOB ve DT’de kendi kuruluş yasasına, diğer toplulukların da kendi yönetmeliklerine göre alımların gerçekleştirilmesi konusuna da önemle dikkat çektim!
editör - 13.11.2022


Tüm Mesajlar

Anket


Müziğin Yaşamınızdaki Yeri Nedir?

Sonuçları Gör

Geçmişteki Anketler

Tavsiye Et




Tavsiye etmek için sisteme girmeniz gerekmektedir.

Destekleyenlerimiz


Özel Dosyalar


Hatırlananlar, Yenilenenler ve Yaşananlar…

 

Anadolu’da, ‘eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı’ diye söylenen çok yaygın bir özdeyiş vardır. Bu özdeyişin ne demek istediğini Türk Dil Kurumu, ‘her şeyin yenisi sevilir!’ şeklinde açıklamasına rağmen müzik dünyasında yaşanan son bir yıllık gelişmeler meselenin aslında hiç de öyle olmadığını gözler önüne seriyor. Sakın hemen, ‘istisnalar kaideyi bozmaz’ demeyin. Zira istisnalar kaideyi pekâlâ bozar.

 

Dijital teknolojinin icadından önce analog olarak kaydedilen albümler, plâk ve kaset olarak dinleyiciye servis edilirken, dijital teknolojinin icadıyla yani CD ve diğer mobil dijital müzik dinleme tekniklerinin dinleyicinin servisine sunulması üzerine; plâk ve kaset gibi analog yöntemle hazılanan albümleri unutulmaya bırakılmıştı.

 

Müzik sahnesinin doğasıda olan kendine has devinimi, analog albümlerin unutulmasına izin vermeyerek; ‘eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı’ özdeyişinin pabucunu dama atmış ve eski albümlerin dijitalle buluşması sonucu bit pazarına nur yağmıştır.

 

Nostalji olarak nitelenen eski albümlerin geri dönüşünün yanı sıra, beklenmedik bambaşka yeni albümler de karşımıza çıkıveriyor. Ama her seferinde müzik sahnesinin değişmeyen gücü, özgürlük ve eskinin yeniye karşı direnişiyle iç içe olarak varlığını sürdürmeyi başarıyor.

 

Bu makalemde hem geçmişin izini sürdüm, hem de günümüzün yeni basılmış albümlerini takip ederken; aynı zamanda müzikal gündemin ağır başlıklarının ‘4. Sanat’a nasıl yansıdığını ele almaya çalıştım.

 

Hatırlananlar…

 

Iva Bittová - Classic / Supraphone 1998

Çek avangard kemancı, şarkıcı ve besteci olan Iva Bittová’nın 1998 yılında 40 yaşında iken Supraphon etiketiyle  Long Play olarak çıkardığı ‘Classic’ adlı bir köşede unutulmamış, Avrupa müzik sahnelerinin bu önemli müzisyeninin söz konusu albümü geçtiğimiz aylarda dijitale aktarılarak Supraphonline etiketiyle dijital plâtformlarda yayımlanmıştır. Çekya’nın ikinci büyük kenti olan Brno’dan yetişen Iva Bittová, ‘sınır tanımayan müzik projeleri’ ile tanınıyor. Babasıyla yaptığı folklor kayıtlarını; folklorcu, müzik öğretmeni ve müzik teorisyeni olan Çek asıllı besteci Leoš Janáček’in bestelerinin Iva tarafından yapılmış yeniden düzenlemelerini ve kendi bestesi Čekám Tě’yi dinleyebilirsiniz, bir köşede unutulmayıp dijitale aktarılan bu albümünde. Bu albümde ayrıca Iva Bittová'yı, Miloš Štědroň'un (baba ve oğul) tamamen özgün bir Roman ayininde ve özellikle de ‘Quatuor pour Cora’ vokalli yaylı dörtlüsünün ağırlıkta olduğu kendi bestelerinde de dinleyebileceğiz. 2005 yılında yayımlanan CD formatının ekindeki kitapçık, sanatçının kişisel açıklamalarını ve görsel dokümantasyonunu içeriyor.

 

Skampa Quartet - Antonín Dvořák / Supraphon 2005

Ankara Müzik Festivali’nde de birkaç kez sahne alan, Ankaralı klasik müzik dinleyicisinin yakında tanıdığı ve çoğunlukla Çek bestecilerin (Janáček, Dvořák, Smetana) kayıtlarıyla kendini kanıtlayan Škamp Quartet, 2005 yılında Supraphon etiketiyle çıkan uzun çalarında Dvořák'ın olgunluk döneminden iki güzel beşliyi seçmişti. Sol Majör Beşli'de, ekstrem bölümlerin mizacı ve canlılığı, Dvořák'ın yavaş bölümün narin lirizmiyle dönüşümlü olarak klasik müzik dinleyicisinin karşısına çıkmıştı. Škamp Quartet'in plâk kaydındaki diğer eşlik edenler, Fransız kontrbasçı Laurene Durantel ve karizmatik İngiliz piyanist Kathryn Stott idi. Topluluğun 20 yıl önce uzunçalar olarak yayımlanan bu müstesna Dvořák albümü Nisan 2025 ayında bir köşede unutulmayarak Supraphonline etiketiyle dijitale aktarıldı ve klasik müzik yayımlanan dijital platformlarında dinleyiciye sunuldu.

 

Czech Philharmonic Orchestra - Karel Ančerl / Supraphon 1993

Özellikle çağdaş Çek bestecilerinin yeni yorumlar yaparak, yeni müzik performansları ile tanınan Çek Orkestra Şefi Karel Ančerl (1908-1973), Václav Talich ile birlikte 20. yüzyılın en önemli iki Çek şefinden oluşan ikilinin önemli bir temsilcisiydi. Kayıtlarının büyük çoğunluğunu Supraphon için yaptığı ve ölümünün 20. yıldönümü olan 1993’te Supraphon şirketi tarafından, Karel Ančerl'in anısına, eserlerinin ‘Ančerl Gold’ ortak başlığı altında, görkemli şekilde tasarlanmış bir yeniden basım serisiyle özel bir saygı duruşunda bulunuldu. Mayıs 2025 ayında söz konusu albüm 2003’te basılan versiyonun aynısı olarak dijitale aktarıldı. Albüm, her biri kapsamlı bir stüdyo yenilemesinden ve modernizasyondan geçerek toplam 42 eserden oluşacak biçimde CD olarak yayınlanmasının yanı sıra Supraphonline etiketiyle dijital platformlarda yayımlandı. Yayında ek olarak, profesyonel müzik dökümantasyonunun yanı sıra albümle ilgili çeşitli bilgiler, tarihsel ve estetik incelemeler ve elbette bol miktarda fotoğraf eşlik ediyor.

 

Dijital platformlarda geçtiğimiz aylar içerisinde hayatımıza yeniden giren bu üç değerli albüm, bir dönemin ruhunu taşıyan ve şimdi bize o ruhu yeniden yaşatan, o müzik gücünü yeniden hissettiren, hâlâ durdukları yerde durabilen, bit pazarına nur yağdıran, lirik albümler olarak yazı konumuz oluyor.  Ve dinleyicileri için yeniden büyük bir sevinç yaratıyor.

 

Yenilenenler…

 

The Beatles / Anthology

Analogda unutulanlardan oluşan Beatles Anthology projesi, bu yıl analogda unutulan ancak daha önce hiç yayınlanmamış parçaları içerecek yeni bir albümün yanı sıra yeni bir kitap, belgesel ve müzik videosuyla geri dönüyor. Özellikle Paul McCartney’nin 21 Ağustos 2025 Perşembe günü internette paylaştığı ve önceki albümlere selam gönderir gibi görünen şifreli bir gönderi, serinin geri döneceğine dair spekülasyonlara yol açmıştı. Şimdi ise 13 nadir ve yayınlanmamış şarkının yeni bir Anthology derlemesinde yer alacağı resmen duyuruldu. 'Anthology 4', ilk üç derlemenin 1995 ve 1996 yıllarında yayınlanmasının ardından yaklaşık 30 yıl sonra bir ilk olacak.

 

Shirley Bassey - Something Else / United Artists-EMİ 1971

Londra’da Advision Stüdyolarında 1970 yılında kaydedilen ve United Artists tarafından dönüş albümü Something'in ardından yayımlanan bu albüm de aynen dönüş albümü Something gibi Birleşik Krallık'ta ilk 10'a girerek 7 numaraya kadar yükseldiğinde neredeyse Something ile aynı başarıyı yakalamıştı. Albüm, hit single "(Where Do I Begin?) Love Story"nin yanı sıra listelerde yer almayan ikinci albümü "Breakfast in Bed"i de içeriyordu. Bu albümün ve genel olarak Shirley Bassey'nin bu dönemdeki başarısı, 1971'in sonlarında Birleşik Krallık listelerine giren derleme albümlerin ve eski albümlerin akınına yol açtı ve üç ay içinde beş albüm yayınlandı.  Something Else, Fransa'da alternatif bir kapakla Love Songs adıyla yayınlandı ve bu albümde "For All We Know" adlı şarkı da yer aldı. 1999'da EMI albümü iki bonus şarkıyla birlikte CD olarak yeniden yayınlayarak ilk kez dijitale taşıdı; "For the Love of Him", başlangıçta "(Where Do I Begin) Love Story"nin B yüzüydü; Şubat 1971'de kaydedilen "Vehicle" ise 1994'e kadar yayınlanmadı. Something Else dijitale ilk kez taşınmasından 25 yıl sonra 2024 yılı sonunda dijital platformlarda EMİ etiketiyle yeniden dinleyici ile buluşturuldu.

 

Yaşananlar…

 

HAUSER / “Music Unites the World” 

Yazımın başında müzik sahnesinin kendine has durmayan deviniminden söz etmiştim. Bu devininim en belirgini kuşkusuz dünyaca ünlü Sırp Çellist HAUSER. Tam adıyla Stjepan Hauser ya da sahne adıyla HAUSER, “Music Unites the World” adını verdiği projesiyle müziği küresel ölçekte birleştirici bir dil olarak sunuyor. Bu proje kadim halk marşlarından, liste başı olmuş pop şarkılarına kadar hemen tüm müzik türlerini sihirli çellosuyla, onu dünyanın en çok dinlenen müzisyenlerinden biri yapan o ateşli enerjisi ile yeniden yorumladığı bir projedir.

 

Sırp Çellist HAUSER’in bu projesinde özel performanslarını, sahne arkası anılarını, tüm dünyayı kapsayan konserlerinde yaşadıklarını öyküler elinde paylaşacağı gerçek zamanlı bir proje olarak dinleyicisi ile buluşturacak. Dünyanın siyasi, iktisadi ve ekonomik gelişmeler yumağında tarihin hiçbir zamınında olmadığı kadar bölündüğü bir dönemde HAUSER, müziği ile tüm dünya uluslarını bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Sosyal medyadaki 4 milyardan fazla takipçisi ve milyonlarca hayranı ile bu birlikteliği başarmakta iddialı olan HAUSER, herkesi projesini gerçekleştireceği dünya sahnesine davet ediyor.

 

Doğan Can Yaman / Restrictions 

Özgün besteleri ile tanınan Doğan Can Yaman’ın Eylül 2025 ayında Spotify’da yayına giren Restrictions albümü, hem teknik hemde duygusal bir yolculuğu hedefleyerek dinleyicinin gündemine girdi. “Restrictions”, gitarı sadece bir enstrüman değil, bir anlatı aracı olarak kullanan Doğa Can Yaman’ın 30 şarkıdan oluşan yeni albümü, klasik gitarın zengin tınısıyla birlikte perdesiz gitarın benzersiz renklerini buluşturuyor. Tamamı Doğan Can Yaman’ın kendi bestelerinden oluşan eserler, sınırların ötesinde bir ifade arayışını yansıtıyor. Dinleyici, kısa fragmanlar kadar uzun soluklu öykülerle de karşılaşıyor. Doğa Can Yaman, klasik gitar eğitiminden beslenen ama kendini özgün bestecilikle ifade eden bir müzisyen. Türkiye’den Hindistan’a yaptığı bisiklet yolculuğu gibi sıra dışı deneyimlerle hayatına yön vermiş olan sanatçı, müziğinde bu özgür ruhun izlerini taşıyor. “Restrictions” albümü, onun içsel yolculuğunun bir durağı olarak şekillendi. 

 

Leyan Senay / Music City Drum Show

19-20 Temmuz 2025 tarihlerinde Amerika’da sahne alan Leyan Senay, Türk müziğini, ritmik mirasımızı ve kültürel zenginliğimizi en yüksek perdeden dünyaya tanıtarak, kelimenin tam anlamıyla ülkemize gurur yaşattı. Türk müziğinin eşsiz ritimlerini, özellikle de kültürel ve tarihsel etkisi büyük olan 9/8 ritmini, Amerika’nın kalbinde coşkuyla tanıttı. Merhum besteci Melih Kibar‘ın “Hababam Sınıfı” ve “Bizim Aile” gibi unutulmaz bestelerini sahnede yeniden yorumlaması, dinleyicilerden büyük alkış aldı. Leyan Senay, bu başarının sadece kişisel kariyeri için değil, Türkiye’nin kültürel tanıtımı adına da büyük bir zafer olduğunu vurguladı. “Sahnelerim beklediğimin ötesinde büyük bir ilgi gördü ve yeni kapılar açtı!” diyen Senay, Amerika’da birçok ulusal yayına röportajlar vererek Türk müziğini dünya çapında temsil etme misyonunu sürdürdüğünü gösterdi. Bu görkemli başarı, Leyan Senay’a yeni uluslararası işbirlikleri ve projeler için de kapı araladı.

 

Nashville’deki festival kapsamında, dünya davul sahnesinin devleri Slipknot ve Korn gibi grupların davulcularıyla aynı sahneyi paylaşan Leyan Senay, adeta bir hayalini gerçeğe dönüştürdü. Performansları ve verdiği workshop’larla izleyicileri büyüleyen Senay, duayen isimlerden de tam not alarak uluslararası basının dikkatini çekti. Bu uluslararası zaferden önce müzikseverlerle buluşturduğu yeni enstrümantal teklisi “Afterlife” ile de adından söz ettiren Leyan Senay, Medusa’nın hikayesini bateriyle yeniden yorumlayarak mitolojik bir yolculuğa çıkarmıştı.

 

MANİFEST ikiyüzlülüğü…

Geçtiğimiz ay yaşanan bu ikiyüzlülük, yeni bir tablo değil kuşkusuz. Mavi Nota’da yayımlanan bir yazımda değinmiştim, burada da tekrarlayayım. MANİFEST topluluğunu oluşturan altı genç kızın bu konserindeki giyim kuşamları, Madonna ya da Jennifer Lopez benzeri sahne performanslarında ‘show’ (gösteri) olarak kabul edilirken, yirmili yaşlardaki altı kız yaptığında neden iki yüzlülük tabanlı bir linç kültürü devreye giriyor? Yine o yazımda vurguladığım gibi “fazla iyiyseniz bu toplumda yeriniz yok” anlayışı, eleştirinin ötesine geçip hakarete varabiliyor.

 

Eylül 2025 ayında MANİFEST topluluğuna bir konser sonrası açılan soruşturma, yalnızca o konseri hedef almakla kalmayıp topludaki geleneksel iki yüzlülüğün sosyal yaşam içinde ne kadar kökleştiğinin de bir ispatı oluyor. Burada konu gayet basit: Herkes kendinden biraz daha fazla açığının mutaassıbı aslında. Çarşaflı tesettürlüye, tesettürlü türbanlıya, türbanlı ise başı açığa, başı açık mini giyene, mini giyen de daha açığına karşı mutaassıp. İşin en acı tarafı bu zincirin aksamadan devam etmesi ve hiç bitmemesi. Ama burada mesele bu zincirde saydıklarımız değil. Mesele özgürlük alanının her geçen gün daha daha daraltılması! Ulusal kurtuluş ve kuruluş savaşından sonra batının medeni dediğimiz dünyasından çok önceleri, 20. yy’ın başında kazanılmış özgür hakların kurbağa testiyle elden alınması ve kaybedilmesi.

 

Benim MANİFEST’i burada savunmamın nedeni, icra ettikleri müziğin çok kaliteli ve eksiksiz olması değil. Onların da kuşkusuz esik yönleri, yaptıkları müziğin tartışılır yanları var. Mesele ülkeyi siyasi arkaik bir düşüncenin ittirmesiyle esir almaya çalışan gericiğin yarattığı dar alana karşı koymak, bu yolla sahnede var olmaya çalışmak. 20’li yaşlarda Esin Bahat, Lidya Pınar, Mina Solak, Sueda Uluca, Hilal Yelekçi, Zeynep Suda Oktay isimli altı hanımın kızın müzik yolunda, özgürlük dansla mücadelesinde kendilerine yer açmak ve sanatın özgürlükle iç içe kalabilmesinde başarılı olmak. Mesele takdir edersiniz ki, sadece müzik yapmak sahnede yer almak değil, kazanılmış hakların devamını sağlamak; yani özgür, insanca çağdaş bir yaşam sürme hakkını elde etmek, korumak ve daha ileriye taşımak!

 

Kaynakça:

-Supraphon Playlist

-United Artists Playlist

-EMİ Playlist

-Odeon Playlist

-Euro News

-Wikipedia

-Mavi Nota e-Müzik Gazetesi

 

Müfit Semih Baylan / Mavi Nota

 

Tüm Özel Dosyalar