Haberler

Dün duruşması yapılan İZBETON soruşturmasında savunma yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları eski Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten suçlamaları reddederek, basında yer alan savunmasının tamamını yayımladı. 23.09.2025

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON’a yönelik İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan yolsuzluk soruşturması kapsamında "ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla haklarında dava açılana 11’i tutuklu, 65 sanık dün ikinci kez Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki mahkeme salonunda hakim karşısına çıktı. Dünkü oturumda 54 tutuksuz sanık savunma yaptı. Savunma yapan tutuksuz sanıklardan birisi de İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Kurucusu ve eski Genel Sanat Yönetmeni 80 yaşındaki yönetmen Yücel Erten idi.

Duruşmadan sonra basında yr aln savunması ile ilili sosyal medya hesabından açıklama yapan yönetmen Yücel Erten, “Dün İZBETON davasında yapmış olduğum savunmanın, basındaki yansımaları doğal olarak sınırlıydı. Konuya ilgi duyan dostlarım için, tümünü paylaşmakta yarar görüyorum.” diyerek savunmasının tamamını yayımladı.

İzBBŞT’ın kurucu eski genel sanat yönetmeni Yücel Erten’in savunmasının tamamı şöyle:

“Sayın Mahkeme Heyeti,

Ben 80 yaşında bir tiyatro sanatçısıyım. 60 yılı aşkın tiyatro sanatına hizmet ettim. Cumhuriyetin temel değerlerini, demokrasiyi, insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve sanatımı savundum. Sanatımızın bayrağını yurt içinde ve yurt dışında başarıyla dalgalandırdım. 80’i aşkın oyun sahneledim, 40’ı aşkın ödülüm var. Yönetici olarak da Devlet Tiyatroları’nda Genel Müdürlük ve Başrejisörlük; İzmit ve İzmir Şehir Tiyatrolarında da Genel Sanat Yönetmenliği yaptım.
 

70 yıl boyunca sürüncemede kalmış İzmir Şehir Tiyatrosu’nun kuruluşu için 2021 yılında İzmir’e davet edildim. Var gücümle çalışıp o tiyatroyu kurdum ve başarıya ulaştırdım, ödüllerle taçlandırdım. Görevde olduğum 3 yıl boyunca eserlerimin, çevirilerimin telif haklarından feragat ettim, rejisörlük ücreti talep etmedim. Özetle Şehir Tiyatrosu ile bir tek kör kuruş alışverişim olmadı.
 

Hizmetim ve emeğim karşılığında sadece Yönetim Kurulu üyesi olarak bana masum bir ücret ödendi. Masum diyorum; çünkü aldığım ücret, zaman zaman Genel Sanat Yönetmenliğim altında görev yapan sanatçılardan daha düşük kalıyordu. 29 Mart 2021’den 31 Aralık 2021 tarihine kadar İzbeton’da, sonraki iki sezon da İzelman’da Yönetim Kurulu’nda bulundum.

Bir tiyatronun ilk kez kuruluşu, oradaki insan gücünün seçimi,  yapılandırılması, akort edilmesi, ürünler ortaya konulması, çok yönlü ve yoğun emek isteyen bir iştir. Üstelik bu kuruluş aşaması sıfırdan başlar. Zamana, kısıtlı olanaklara ve kurumsal hafızanın yokluğuna karşı bir yarıştır.  Ben, bu yarışta sanat yönetimini üstlenmişken; ilgim ve bilgim olmayan işlemler için Yönetim Kurulu toplantılarına gereğince zaman ayıramamış olabilirim. Kentsel dönüşüm, toplu konut, kooperatif, asfalt ve beton, tamamen benim meslekî kariyerimin dışında kalan konulardır. Bu süreçte, İzmir Şehir Tiyatrosu’nu kurmak ve hayata geçirmek, benim için bir çıkar beklentisi değil; kentin yakasına bir mücevher takma şerefiydi.

Yurdumun tiyatro sanatına duyduğum sorumlulukla, sevgiyle, aşkla ve bir bakıma özveriyle görev yapmışken; İzmir Şehir Tiyatrosu’nu kurup-yaşatıp başarılara imza atmışken; sonuçta böyle bir konuda suçlanmış olmamı, şaşkınlık ve üzüntü ile karşılıyorum.

Sayın Tunç Soyer’i, İzmir Şehir Tiyatrosu’nun kuruluşundaki önderliği, sanatsever ve demokrat kişiliği ile elbette tanırım. Sayın Gaffar Karadoğan’ı ise, bir rahatsızlığımın tedavisinde değerli bir doktor olarak tanıdım.

Soyer ve Karadoğan dışında şüpheli olarak nitelendirilen kişilerle, hasbıhal edecek kadar bile tanışıklığım yoktur. Hedefe kitlenmiş yoğun çalışmam nedeniyle kendileriyle tanışma imkânım olmadı. Hiçbirini tanımadığım, tanışmadığım, konuşmadığım, yazışmadığım insanlarla dolandırıcılık suçuna teşebbüs etmiş olabilir miyim? Buna asla niyet veya teşebbüs etmiş değilim.

Asıl önemli noktaya geliyorum:

Bugün burada, karşınızda bulunmamın, gözden kaçan teknik bir ayrıntı nedeniyle olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki: İddianamede suç isnat edilen Yönetim Kurulu kararı, 2022 yılına ait. 2022 yılında İzbeton Yönetim Kurulu’nun herhangi bir kararı altında benim imzam olması mümkün değildir. Çünkü 31 Aralık 2021’de İzbeton Yönetim Kurulu’ndan ayrılmıştım.

Tarih sırasıyla bakacak olursak:

- 13.12.2021 tarihinde yapılan protokolde yönetimin imzası yok; dolayısıyla benim de imzam bulunmuyor.

- 03.01.2022 tarihinde kooperatif ile imzalanan ek protokol sırasında İzbeton yönetiminde değildim. Çünkü 31.12.2021 tarihi itibariyle istifa etmiştim.

- Doğal olarak 13.12.2021 tarihinde ‘Yönetim kararı olmaksızın’ imzalanan protokolün, 30.03.2023 tarihinde Yönetim tarafından onaylanması sırasında da yönetimde değildim. 

İddianamede belirtilen suç tarihlerinde Yönetimde olmadığım için, ve bu kooperatif ve kentsel dönüşüm çalışmalarına katılmadığım için;  şartlarına onay vermiş olmam mümkün değildir. Suç olduğu iddia edilen eyleme bir dahlim, ilgim ve bilgim yoktur. Suçsuzum. Beraatimi talep ediyorum.

Yücel Erten

İzmir, 22 Eylül 2025”